Kandaki ‘demir’ ile çalışan lamba tek bir soruyu gündeme getiriyor: “”Eğer enerji elde edebilmek için kendi kanınıza ihtiyaç duysaydınız, evdeki ışıkları rahatça açık bırakabilir miydiniz?””

Işığı her yakmanız gerektiğinde sahip olduğunuz kandan bir miktarını kullanmanız gerekseydi ne olurdu? Herhalde bir odayı aydınlatmak için elektrik düğmesine elinizi uzattığınız her seferinde iki kere düşünürdünüz.

İngiltere’de yaşayan Hollandalı tasarımcı Mike Thompson yeni icadını tasarlarken bu düşünceden yola çıkmış.

Tasarladığı “kan lambası” luminol içeriyor. Lumisol, adli tıp bilim adamlarının suç mahallindeki “kanı” tespit edebilmek için kullandıkları maddenin adı. Luminol kırmızı kan hücrelerinin içindeki “demir”le iletişime geçiyor ve parlak mavi bir renge ulaşıyor.

Mike Thompson’un “kan lambası” da çalışabilmek için “kan”a ihtiyaç duyuyor. Kapağını kırıyorsunuz, kanınızı içine akıtıyorsunuz ve artık “ışığınız” var!

Hollandalı tasarımcının bu ampulü tasarlarkenki amacı tamamen çevre duyarlılığını arttırmaya yönelik! İnsanlara, “doğa kaynaklarını” kullanırken “farkındalık” kazandırmayı amaçlıyor.

Çünkü Thompson’a göre insanlar, doğa kaynaklarının da “kanımız” gibi sınırlı ve değerli olduğunu anlamak zorunda! Boşuna yakılan her lambanın ya da gereksiz çalıştırılan her cihazın dünyamızın kısıtlı kaynaklarını boşa akıttığını ve ona zarar verdiğini görmeliyiz. “Kan Lambası” projesi, zihinlerde bu duyarlılığı oluşturmak üzere hazırlanmış. (Livescience)

Projeye ait kısa videoyu izlemek için tıklayınız!

KAYNAK : gazetesiz.com