Siyaset > Kurtulmuş: Cemaatler Devleti Yönetemez
23.01.2014
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Tek Tek’te Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı’nın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
“Bu olayların başlangıcı 17 Aralık’tan değil de 7 Şubat’ttı. Hakan Fidan’ın soruşturmaya çağrılmasıyla başlayan aslında devam etmekte olan bir süreç. Devletin içersindeki bazı çevrelerin her şeyi fişleme, her şeyi biriktirme bunların üzerinden bir takım heditler, şantajlar oluşturma niyeti içerisinde olduğu görülüyordu. Bu olmasaydı bile Türkiye’de her Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde bir takım Ali Cengiz oyunları oynanır. 2014′deki Cumhurbaşkanlığı seçimi nitelik olarak diğerlerinden farklı, ilk defa halk seçecek.”
“Malesef sert bir şekilde, ölçüsüz bir şekilde, bir takım kişileri hedef alan, sadece yolsuzluğu ortaya çıkarma gayretiyle olmadığı aşikar olan sadece hükümeti indirmekten ibaret olmayan, Türkiye’yi istikrarsız istikrarsızlıkların içine sokabilecek adımlar atıldı. Her gün bu adımlara yenileri atılıyor.”
“Ciddi bir hazırlık süreci var. Çok hayret edilen bir süreç değil. Başbakanımızın tabiriyle, Türkiye’yi olağanüstü döneme sokma niyetini de taşıyan, sadece içerideki bir takım unsurlar değil, niyetleri birbirinden çok farklı olan iç ve dış odakların bir araya geldiği ortak hedef olarak da hükümetin zarar görmesi, Türkiye’nin hızının kesilmesinin olduğu bir süreci yaşıyor. Bunlara yönelik tedbirler alınıyor.”
“DEVLETİN MALINI KİM YEMİŞSE HESABI SORULMALI”
“Kamuoyunun hassasiyetlerinde biri de yolsuzluk meselesi. Yolsuzluğu kim yapmışsa, devletin bir kuruşunu kim yemişse yemesine, yenmesine müsade etmişse mutlaka bunun hesabının sorulması lazım. Halkın büyük bir çoğunluğu böyle düşünüyor. Ancak bu operasyonun bir temiz eller operasyonu olmadığına da inanıyor. Bu yolsuzluk kılıfı içerisinde Türkiye’ye karşı yapılan bir operasyon olduğuna inanıyor. Bütün bu gelişmelerin arkasında iç dinamiklerden daha çok dış dinamiklerin olduğuna inanıyor.”
“(İzmir’deki savcının tutanağı) Doğru mu yanlış mı olduğunu bilmiyoruz. Öylesine cepheleşmiş hissiyata sahip devlet görevlileri var ki, Emniyet’in içerisinde de adalet mekanizmasının içerisinde de kendisini tarafsız hissetmekten ziyade bir tarafın hakimiyeti için mücadele eden militanlar gibi hissediyorlar.”
“TARAFGİR SAVCILAR HÜKÜMETİ ZORA SOKTU”
“Tarafgir olduğu aşikar olan savcıların elinde böyle soruşturmalar yürütülmez. Çok net bir şekilde bu tarafgirlikle hükümeti zor durumda bırakmak, Türkiye’nin gidişatını önünü kesmek hatta bu TIR’ların aranması meselesinde belki Türkiye’yi uluslar arası savaş suçları mahkemesine kadar götürmek gibi niyetlerin gizli olduğunu görüyoruz.”
Türkiye’de yolsuzlukla mücadele anlamında eksik hiçbir şey yoktur.
“PARALEL DEVLET” TARTIŞMASI
“Mesele Türkiye’nin geçmiş 11 yıllık süreci içerisinde AK Parti iktidarının da iktidara destek veren camianın da çok geniş bir çevrenin ortak bir amacı vardı. O da askeri vesayetin azaltılması. Türkiye’nin 67 yıllık çok partili siyasi hayatında 5 tane askeri darbe oldu. 27 Nisan muhtırası oldu. Türkiye’de bir sürü darbe girişimleri oldu. Türkiye’de solcular, Kürt siyaseti içerisindeki önemli bir grup, demokrat milliyetçiler, cemaatler, dini cemaatler bütün bunların hepsi 11 yıl içerisinde askeri vesayetinin zayıflatılması, kaldırılması mücadelesinde ittifak içerisinde oldular.”
“Türkiye’de geçmişten beri dini cemaatler ile siyaset arasında bir ilişki vardır. Zaman zaman da sorunlar vardır. İlk defa bu sorunları yaşamıyoruz.”
“Bir camia “siyaseti ve devleti yöneteceğim” derse buna hiçbir demokraside müsaade edilmez.”
“Meseleyi sadece kadroları değiştirmek, anlarsanız Ahmet’i alıp bizim Mehmet’i koyarsınız. Bir gün sonra bizim Mehmet sıkıntı çıkarmaya başlar. Aslolan sistemi değiştirmektir. Herkesin ortak bir şekilde paydaş olabileceği bir sistemi kurabilirseniz bu tür sorunlar mümkün olduğunca azalabilir.”
“Bir sivil toplum kuruluşu olarak, devletin bir takım imkanları bakımında önleri açıldı.”
“Bir siyasi parti, bir camia ya da cemiyet ikisi aynı kulvarda yarışan iki rakip unsur değildir. AK Parti x camiası ya da y cemiyetiyle mücadele etmiyor. Temel sorun bir cemaatin parti gibi bir partinin de cemaat gibi davranmasıdır. Parti partiliğini, cemaat cemaatliğini, sivil toplum kuruluşu sivil toplum kuruluşluğunu bilecek.”
“CEMAATLER DEMOKRATİK MEŞRUİYETİN PAYDAŞI OLMAYA KALKAMAZLAR”
“Niteliği itibariyle bir dini cemaat ile siyaset arasında da fark var. “Devleti biz yönetceğiz” derseniz burda demokrasinin bir numaralı soru ortaya çıkar; meşruiyetin kaynağı nedir? Demokrasilerde meşruiyetin kaynağı halkın iradesidir. Halkın verdiği demokratik meşruiyeti, halk tarafından tercih edilmemiş unsurlarla paylaşırsanız veya devrederseniz, olmaz. Cemaatler demokratik meşruiyetin paydaşı olmaya kalkamazlar.”
“Risale-i Nur camiasının bütününü AK Parti’ye karşı yürütülen bu operasyonun bir parçası olarak görmek son derece yanlıştır. Geleneksel Risale-i Nur yolunu takip eden geniş bir kitle de bu operasyonun doğru olmadığı kanaatini kamuoyuyla paylaştılar. Ayrıca Hoca Efendi’nin cemaatinin içerisinde bulunan herkesi de suçlamanın doğru olmadığı kanaatindeyim. Çok geniş bir camia. Cemaatin içindeki bazı unsuların da kullanılarak hükümete yapılan bir operasyon olarak düşünüyorum. Türkiye’de dini ekoller arasında farklılıklar olabilir.”
“Buradaki mesele uzun yıllar birlike çalışmış olmanın verdiği, çok iç içe geçmiş olma var. Onun ötesinde şimdiye kadar hiçbir cemaat “tek başına ben devleti yöneteyim” iddiasında olmadı. Esas mesele burda.”
“MESELE, DİNİ CEMAATİN İKTİDAR KAVGASINA TUTUŞMUŞ OLMASI”
“Dershaneler meselesi yeni değil. Burada dershane olmasa da başka bir şey olacaktı. Malesef bu bir dini cemaatin iktidar kavgasına tutuşmuş olması. Şunu görüyoruz ki sayın Başbakan’ın cumhurbaşkanı olmasının önünün kesilmesi, bunu sadece cemaat olarak da görmüyorum. Büyük bir konsorsüyüm olarak görüyorum.”
YENİDEN YARGILAMA TARTIŞMASI
“Yeniden yargılama darbelerle mücadeleye sekte vuracak bir gelişme olmamalıdır. Türkiye’nin geçmişinden emin olması lazım. Türkiye’nin geçmişinde 5 darbe, 68 kapatılan parti onbinlerce faili meçhul var. Türkiye’nin mutlaka geçmişiyle hesaplaşması lazım.”
“Yanlış yapanın hesabını vermesi, yapmayanın da aklanması önemli.”
YARGITAY’IN ŞİKE KARARI
“Yargının içerinde bazı kişilerin bu kadar açık taraflı bir şekilde siyaseti etkileyecek bir sürü manipilasyonların içerisinde olduğu bir dönemde, zamanlama meselesinin gündeme gelmesi de son derece de doğaldır.”
HSYK DÜZENLEMESİ
“Türkiye’deki sistemde yargı ile milletin hiçbir bağı yok. İdeal olan yargı sisteminin de milletin kontrolüne verilmesidir. İsveç’te HSYK’nın tamamını hükümet atıyor. İngiltere’de HSYK’daki atamaların tamamını bakan yapıyor.”
“PARALEL DEVLET” TARTIŞMASI
“Operasyon yapılıyor valinin, başsavcının amirin haberi yok. Bunlara müsaade edilmez. Bir daha hiçbir cemaatin paralel yapıyı aklından geçirmeyeceği bir yapıyı kurmalıyız.”
DURDURULAN TIR’LAR
“Türkiye’de yurdışıyla ilgilenmeyen, sadece içeride vatandaşlarını fişleyen bir MİT vardı. MİT, Kürt meselesinin çözümü için inisiyatif kullanıyor. Suriye meselesi bütün bölge ülkelerini etkikleyen bir hal kaldı. Bütün dünya Türkiye’yi yanlız bıraktı. Türkiye’nin Suriye halkına yardımı insani yardım çerçevesinde olmuştur. Kızılay da yardım yapıyor. Tehlikeli şartlar altında mücadele ettiğiniz yerler var. Bir takım devlet kurumlarının desteğinin olması gerekiyor. “Türkiye teröristlere yardım ediyor” algısı oluşturulmaya çalışılıyor.”
TÜRKİYE’NİN SURİYE POLİTİKASI
“Biz dünyanın neresinde olursa olsun mazlumdan yana olmak zorundayız. Biz ilkeler üzerinden siyaser yaparken dünyanın büyük ülkeleri çıkarlar üzerinden siyaset yaptı.”
TÜRKİYE’NİN EKONOMİSİ
“Türkiye büyük bir ülkedir, önünü kesmek isteyenler olacaktır. 17 Aralık’tan ve Gezi’den bu yana yaşananların ekonomiye etkisi oldu.”
KAYNAK : habername.com