Dünya > Merkez Bankası doğru mu yaptı?
31.01.2014
Gazetesiz ekonomi yazarı Şahap Güven gazetesiz okurları için Merkez Bankası’nın faiz arttırımını yorumladı.
Özellikle dün dolar 2,40’a yaklaşınca Para Piyasası Kurulu’ndan saat 24:00’da açıklama yapılacağı duyuruldu. Duyurudan sonra genel olarak Merkez Bankası’nın koridorun üst bandında 200 hatta 300 baz puan artış yapması bekleniyordu.
PPK ( Para Politikası Kurulu ) bir haftalık repo faiz oranını % 4,5’ten % 10’a yükseltti. Gecelik borç verme faiz oranını ( faiz koridorunun üst bandı ) %7,75’ten % 12’ye, gecelik borçlanma faiz oranını da % 3,5’ten % 8’e yükseltti. Geç likidite penceresi borç verme faiz oranını % 10,25’ten %15’e, APİ borçlanma faizini ( faiz koridorunun alt bandı ) de % 6,75’ten %11,50’ye yükseltti.
Bu değişiklikler hızlıca etkisini gösterdi dolar 2,2142’ye Euro ise 3,0288’e kadar geriledi ve gerileme trendinde de devam ediyor.
Doğru mu Yaptı ?
Merkez Bankası’nın faiz silahı hep vardı fakat özellikle Mayıs ayından bugüne kadarki ‘faiz lobisi’ tartışmalarının da etkisi ile Merkez Bankası bu silahı kullanmadı / kullanamadı. Özellikle FED’in teşvikleri azaltacağım söylemleri bütün gelişmekte olan piyasaları olumsuz etkilemiş fakat Brezilya ve Hindistan gibi ülkelerin Merkez Bankaları faiz silahını daha erken kullanmıştı. Brezilya para birimi Mayıstan bu yana %10’lar civarında değer kaybederken TL’de değer kaybı % 24’lere kadar yükselmişti. Bir anda Türkiye ‘kırılgan beşli’ diye ifade edilen ülkeler piramidinin en tepesine oturmuştu.
Olumlu Yanları
– Bu karar ile piyasa öncelikle takip edeceği faiz oranı daha net anlayacak. Bundan sonraki fonlamalar bir haftalık repo oranı ile ( % 10 ) ile yapılacak. Önceden kullanılan faiz isimlerini artık ekonomistler bile zor takip ediyordu.
– Karar ile birlikte dövizin yükselen ateşi sönecek, bu da özellikle yüklü döviz kredisi borcu olan özel sektörü rahatlatacak. En azından paniklemesini engelleyecek.
– ABD’den olumlu veriler geldikçe gelişmekte olan pazarlara kısa vadeli sermaye girişleri azalmakta idi, hatta çıkışlar başlamıştı. Yükselen faizlerle birlikte tekrar kısa vadeli sermaye girişleri ( sıcak para ) hareketlenecek. Türkiye ekonomisi için ( cari açık ve tasarruf eksiğinden dolayı sıcak para olmazsa olmazdır )
– Kararın bence en olumlu yanı Merkez Bankası’nın bağımsız olduğunu ispatlaması oldu. Merkez Bankası’nın özellikle son 6-7 aydır kullanması gereken silahları siyasetin baskısı ile kullanmadığı yönünde piyasalarda ciddi bir tereddüt ve güvensizlik oluşmuştu, bu tekrar düzeldi diye düşünüyorum.
Olumsuz Yanları
Peki siyaset MB’sını neden faizleri artırma diye baskılıyordu ?
Çünkü faiz artışı demek büyüme rakamının aşağı yönlü revize edilmesi demek. Yatırımların azalması demek yani işsizlik demek. 2023’e dünyanın 10. Büyük ekonomisi olma hedefi olan bir hükümetin hedeflerini gözden geçirmesi demek.
Seçim yılında bunu hiç bir siyasi iktidar istemez. Ama resmin tümüne baktığımızda döviz kurları ve faizleri global gelişmelerin büyük ölçüde etkilediğini görüyoruz. Toparlanan ABD ekonomisi tahvil alım programlarını aylık 10 milyar dolar azaltmıştı ve bunun devamının geleceği açıktı. FED; ‘Türkiye’deki seçim bitsin sonra teşvikleri azaltalım’ demez. Bu yüzden sermaye hareketlerindeki ters yönlü akımı ( çıkışı ) engellemek içinde bu artışlar şarttı. Keşke başka alternatif olsaydı ama Merkez Bankası dün yapabileceği en doğru şeyi yaptı diyebiliriz. Piyasaların Türkiye’nin para politikası otoritesine olan güvenibir nebze olsun geri gelmiş oldu.
Şahap Güven
KAYNAK : gazetesiz.com