Siyaset > Şamil Tayyar’ın Sözleri Meclisi Karıştırdı
13.02.2014
Meclis Genel Kurulu’nda, AK Parti Milletvekili Şamil Tayyar’ın, ”Kılıçdaroğlu Halk TV’ye el attı.” demesi üzerine gergin anlar yaşandı.
Meclis Genel Kurulu’nda, MHP’nin “Türk basınındaki sansür ve oto sansürün nedenlerinin araştırılarak basın özgürlüğünün sağlanması, yasal düzenlemeler de dâhil olmak üzere alınacak önlemlerin belirlenmesi” amacıyla verdiği grup önerisi üzerinde “tapeler” tartışması çıktı.
“KILIÇDAROĞLU HALK TV’YE EL ATTI”
Ak Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun göreve geldikten sonra Halk TV’ye el attığını belirterek, “O dönemde Ergenekon davasından yargılanan Soner Yalçın’la telefon konuşmaları da o dönemde medyaya yansımıştı. Soner Yalçın Halk TV’de bir gazeteciyle konuşuyor, diyor ki: “Çarşamba günü Hurşit de gelsin, öyle konuşalım. Hurşit paranın sahibi ağabey. Ne kadar para alacağız? Önce Baykal’a gideceğiz, akşam da Kılıçdaroğlu’na’ Bu ve buna benzer birçok konuşma Oda TV davasının iddianamesinin eklerinde de yer aldı” dedi.
Ardından tutanaklara şu konuşma yansıdı:
Ahmet Toptaş (Afyonkarahisar) – Havuzdan bahset, havuzdan!
Altan Tan (Diyarbakır) – Havuz! Havuz!
ŞAMİL TAYYAR (Devamla) – E, tabii, teknoloji gelişiyor, bunları bunları diyor.
Ahmet Toptaş (Afyonkarahisar) – Kılıçdaroğlu havuz mu kurmuş? İhaleci havuzlarından bahset!
ŞAMİL TAYYAR (Devamla) – Bunlar sizin yüreğinizi sızlatmıyor mu?
Ahmet Toptaş (Afyonkarahisar) – İhalecilerden bahset!
Ahmet Toptaş (Afyonkarahisar) – İhaleci havuzlarından bahset!
ŞAMİL TAYYAR (Devamla) – Yani RTÜK Kanunu’na göre Cumhuriyet Halk Partisinin böyle bir televizyon pazarlığına girmemesi gerekirken böyle bir pazarlığın parçası hâline gelmesi sizi rahatsız etmiyor mu?
Ahmet Toptaş (Afyonkarahisar) – Sen Başbakanın havuzundan bahset!
ŞAMİL TAYYAR (Devamla) – “Alo Soner” demesi sizi rahatsız etmiyor mu madem bu kadar konuşuyorsunuz?
Ahmet Toptaş (Afyonkarahisar) – Kılıçdaroğlu Başbakan mı, ihale mi dağıtıyor?
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen
ŞAMİL TAYYAR (Devamla) – Şimdi, bu konuşmalar, eğer arzu ederseniz, iddianamelerin eklerinde var
Ahmet Toptaş (Afyonkarahisar) – İhalecilerden mi istiyor parayı, ihalecilerden?
ŞAMİL TAYYAR (Devamla) – Google’dan da taradığınız zaman bunları da çok rahat bulursunuz.
ŞAMİL TAYYAR (Devamla) – Peki, bir şey soracağım: CHP Genel Başkanı bir televizyon pazarlığı için birileriyle oturup konuşabilir mi?
Muharrem İnce (Yalova) – “Alo Fatih, alt yazıyı değiştir.” “Onu kapat.” “TRT 3′ü kapattım.” Bütün bunları unutup 1960′ın manşetleriyle uğraşmak herhâlde yani yüzsüzlük ve yolsuzluk arasındaki bu orantısızlığın en güzel göstergesidir.
“HALK TV SİZİN ARKA BAHÇENİZ Mİ?”
ŞAMİL TAYYAR (Devamla) – Aynen öyle değil mi? Peki Halk TV sizin arka bahçeniz mi?
Muharrem İnce (Yalova) – Sizin 30 tane arka bahçeniz var da bizim de 1 tane olsun ne olacak? 30 tane var!
ŞAMİL TAYYAR (Devamla) – Hayır, hayır arka bahçeniz mi? Çok basit bir soru sordum. Siz mi finanse ediyorsunuz, siz mi finanse ediyorsunuz? Bakın, düzgün cevap verin suç işlersiniz, siz mi finanse ediyorsunuz?
Muharrem İnce (Yalova) – 30 tane arka bahçen var.
“HALK TV’Yİ SİZ Mİ FİNANSE EDİYORSUNUZ?”
ŞAMİL TAYYAR (Devamla) – Halk TV’yi siz mi finanse ediyorsunuz?
Muharrem İnce (Yalova) – Hayır.
ŞAMİL TAYYAR (Devamla) – Kopya çektin, kopya çektin.
Muharrem İnce (Yalova) – Bir dakika Sayın Başkan.
“Kopya çektin.” diyor. Bak Şamil Tayyar, ben burada milletvekilliği yaparken sen yandaş yazılar yazıyordun, benim kopyaya ihtiyacım yok, çeksen çeksen sen çekersin.”
BAŞKAN – Usulen sormak zorundayım sayın milletvekilleri, lütfen.
ALİ Haydar Öner (Isparta) – Azarlamak zorunda değilsiniz.
BAŞKAN – Anlamayana öyle davranılır.
“ÇOK AZARLIYORSUN YA”
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Sayın Başkan, usul tartışması açacağız hakkında. Çok azarlıyorsun ya.
Haydar Akar (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözüm aslında “Alo Fatih” değil, Alo Şamil Şayyar’la
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) – Daha adını öğrenememişsin ya.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Dünya tanıyor Şamil Tayyar’ı.
ŞAMİL TAYYAR (Gaziantep) – Ayrınız bozuldu galiba, ayarlar bozuldu galiba. Ayarınızı bozmaya devam edeceğim.
Haydar Akar (Devamla) – düne kadar Amerika’ya gidebilmek için el etek öpüp Amerika’ya gitmenin yollarını araştıran
Haydar Akar (Devamla) – Bilmediğiniz, dokunmadığınız, okumadığınız bir haberi vereceğim. Alman ve Japon finans kuruluşları, bu 5 tane, hani Atv ve Sabah ihalesini almaya çalışan, Sabah’ı almaya çalışan, 100′er milyon dolar toplamaya çalışan 5 tane şirketin ön şartname olarak imzaladıkları kredileri bundan bir ay önce durdurmuş bulunuyor. Gerekçesi de rüşvet, yolsuzluk ve Başbakanın talimatıyla havuzda biriken paralar. Araştırın, göreceksiniz. “Yarın meydanlarda kullanırsınız.” diyorum.
Haydar Akar (Devamla) – Elimde çok not var da şimdi şunu göstermek istiyorum. Diyorsunuz ya biraz evvel, HALK TV’nin tapelerini okudunuz. Bravo, ele geçirmişsiniz, tebrik ediyorum. Yasal olmayan hiçbir şey yok ama bir de bunu okumanı tavsiye ediyorum Şamil Tayyar.
ŞAMİL TAYYAR (Gaziantep) – Ya Anayasa Mahkemesinin
Haydar Akar (Devamla) – Bir de bunu oku. Sabah, Atv yolsuzluğu fezlekesi.
BAŞKAN – Sayın Akar, lütfen şahsa karşı konuşmayın.
Haydar Akar (Devamla) – Bu fezleke tam tamına 240 sayfa, 240 sayfa. 630 milyon doların Başbakanın, Ulaştırma Bakanının emriyle, talimatıyla o havuzda O havuz yüzme havuzu değil arkadaşlar, para havuzu. Alttan akarı yok sadece bir yöne akarı var.
“JAKUZİ”
Altan Tan (Diyarbakır) – Jakuzi, jakuzi.
Haydar Akar (Devamla) – Hani diyorsunuz ya “Hortumları kestik.” Daha büyük hortumları döndürmüşsünüz, bağlamışsınız o havuza. 630 milyon dolarlık havuzdan bahsediyoruz. Tam 240 sayfalık bir yolsuzluk abidesi burada duruyor, hepinize okumanızı tavsiye ediyorum.
MURAT YILDIRIM (Çorum) – Paralel yapıyla ortaklığınız hayırlı olsun, cemaat hayırlı olsun.
Haydar Akar (Devamla) – Evet, şimdi size biraz basından bahsedelim. Basın özgürlüğünden bahsediyoruz, vesayet döneminden bahsediyor, çıkıp bir gazeteci olarak bugün geldiği durumu göstermek zorundaydı burada, anlatmak zorundaydı basın özgürlüğünü. Ne demeliydi? Paris merkezli Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün 2014 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi yayınlandığında Türkiye’nin 180 ülke arasında 154′üncü sıraya geldiğini görecektiniz basın özgürlüğünde.
Yine basın özgürlüğünde iktidarınız sürecinde, sayıları 100′ü bulan gazetecilerin hapse atıldığını göreceksiniz. Bugün bu rakam, hepinizin bildiği gibi, 70′ler civarında.
Şimdi gelelim “tape”lere, meşhur “tape”lere. Biraz evvel sevgili gazeteci kardeşim buradan okudu, bir de ben okumak istiyorum. Şimdi okumayacağım.
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Oku, oku.
Haydar Akar (Devamla) – Fas’tan, muhalefet partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye olan şeyleri, bunu Başbakan da kabul ediyor ama Başbakan yapar da bunu, onun Başdanışmanı yapmaz mı? O da yapar değil mi? Ne yapmış Başdanışmanı? Size söylüyorum, hepsini okumayacağım:
“Yalçın Akdoğan: Biz Meclis TV’yi kapattırıyoruz kimse görmesin diye, siz canlı Meclisi veriyorsunuz.”
Erkan Akçay (Manisa) – Yaver, yaver.
Haydar Akar (Devamla) – Tabii ya. Siz Meclis TV’yi kapattıracaksınız tabii. Hani o 500; 100′er milyon topladığınız müteahhitler var ya -o müteahhitlerin iktidara geldiğinizden beri sayısı 5′i geçmiyor- tüm devlet ihalelerinde onları görüyorsunuz. Nasıl pazarlık yaptığını, ihaleleri nasıl yaptığını bu kitapta görüyorsunuz. Bunu vatandaşın duymasını istemiyorsunuz, halkın duymasını istemiyorsunuz.
Ne diyor? “Meclis TV’yi kapattırdık.” diyor, “Şimdi bu yayını nasıl yaparsınız?” diyor.
Bülent Turan (İstanbul) – Bağırma, bağırma.
Haydar Akar (Devamla) – Fatih Saraç ne diyor? “Nasıl yapacağımı bilmiyorum ya. Arkamı döndüm kestim. Şimdi al ya.”
“Hadi, tamam.” diyor Yalçın Akdoğan, “Görüşürüz.” diyor.
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Fatih bizim arkadaşımız
Haydar Akar (Devamla) – Şimdi, Yalçın Akdoğan Mehmet Fatih Saraç’a söylüyor. Mehmet Fatih Saraç da gidiyor Abdullah’a söylüyor. Abdullah’ı da merak ediyorsunuzdur herhâlde? “Abdullahcığım, şu Meclis TV’yi niye veriyoruz biz ya?” diyor. “Ha, buyurun, buyurun Fatih Bey, çıktık Fatih Bey.” “Ama çıktık ama güzel kardeşim, iki tane, iki tane bakan arıyor.” diyor, “İki tane bakan arıyor.” diyor. Bu da bir başka “tape”
“SARIGÜL’ÜN DOSYALARINDAN BAHSETSENE”
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) – Sarıgül’ün dosyalarından bahsetsene.
Haydar Akar (Kocaeli) – Bahsederim, getir.
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) – Açıkla, getir, getir!”
HABERVAKTİM
KAYNAK : habername.com