Son güncellenme :22.11.2024 19:11

Siyaset > Saral’dan Cemaat İle İlgili Flaş Açıklama

16.01.2014

Saral’dan Cemaat İle İlgili Flaş Açıklama

Ankara eski Emniyet Müdürü Cevdet Saral Gülen Cemaat’i ile ilgili çok önemli açıklamalarda bulundu.

Paralel Devlet yapılanmasını ilk olarak resmi kayıtlara geçiren Cevdet Saral Yenişafak gazetesinden Nil Gülsüm’e konuştu.

Saral, o dönem Cemaat ile ilgili ilk tespitleri yapan eski emniyet müdürü paralel yapılanmanın masonlarla aynı tarz olduğunu söyledi. Cemaatin bir siyasi yapı olduğunu ve 17 Aralık operasyonunda da nerede durduğunu görmek olayları anlamak için yeterli olacaktır dedi.

İşte o röportaj:

SARAL’IN HAYATI ALTÜST OLDU

Emekli Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral, 1999 yılında Fethullah Gülen Hareketi’nin devlet içindeki yapılanmasını ve amaçlarını içeren bir rapor hazırladı. ‘Gülen Cemaati’nin devlet içindeki paralel yapılanmasını ilk kez deşifre eden ve devlet kayıtlarına geçiren Saral, 90′lı yıllarda cemaatin MİT, Emniyet ve TSK’ya sızmak istediğini ortaya koymuştu.

“TEHLİKE PARALEL DEVLETTEN ÖTE!”

Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü Yardımcılığı ve Ankara Emniyet Müdürlüğü görevlerinde bulunan Cevdet Saral’la hazırlamış olduğu raporu, cemaatin devlet içindeki yapılanmasını ve 17 Aralık operasyonun perde arkasını Nil Gülsüm konuştu. ‘Terörün Gizli Efendileri’ isimli kitabın da yazarı olan Saral, ortaya çıkan tehlikenin ‘paralel devletten de öte’ olduğuna dikkat çekiyor.

1999 yılında bir rapor hazırladınız. O dönemde çok tartışılan, ses getiren rapor, bugünden bakıldığında çok ilginç tespitler içeriyor. Bu raporun amacı neydi, nasıl ortaya çıktı?

“GÜLEN’İN ANLATIMLARI DİNSEL DEĞİL”

O dönemde çalışmalarımıza öncelikle kendi kitaplarını incelemek, irdelemek suretiyle Fethullah Gülen’in mantık dokusunu ortaya koymaya çalıştık. Enteresan bir mantık dokusuyla karşı karşıya kaldık. Anlatımları dinsel literatüre pek de uymayan, kendisine aşırı derecede önem yükleyen, kendisini esrarengiz gösteren bir kişilikle karşılaştık.

Bunun üzerine ne yaptınız?

Biz ön incelemelerimizde durumun görünenden çok vahim olduğunu görerek İstihbarat Daire Başkanlığı’na, konunun ciddi olduğunu, soruşturmanın sadece Ankara Emniyet Müdürlüğü kapsamında yürütülmesinin yeterli olmayacağını, planlı bir istihbarat çalışması ile sonuca gidilebileceğini ifade eden bir kanaat yazısı yazdık. Ondan sonra da kıyamet koptu. İsimsiz ihbarlar, şikayetler vs. her yönden saldırılar gelmeye başladı.

ANALİZ ORTALIĞI KARIŞTIRDI

Rapor hazırlama işinde ilk somut adımlarınız nelerdi?

Biz bu çalışmaları hazırlarken devletin arşivlerinde bu cemaat ile ilgili bir veri olup olmadığını araştırdık. İstihbarat Daire Başkanlığı’nın hazırlamış olduğu bir kitapçıkta Fethullah Gülen cemaati, fevkalade munis, devlet sistemine aykırı özellikler taşımayan, bu tavrı dolayısıyla radikal İslâmî kesimin hedefi olmuş bir yapı olarak gösteriliyordu. Eğitim faaliyetlerinin yaygın olduğu söylenmekteydi.

“GÜLEN APARTOPAR ABD’YE GİTTİ”

Çetin bir soruna el attığınızın farkında mıydınız?

Çalışmaya başladığımızda arkadaşlarıma, cemaatle ilgili bu çalışmayı genişlettiğimizde siyasi reaksiyonlarla karşılaşabileceğimizi ve zorda kalacağımızı ifade ettim. Bunun üzerine arkadaşlarım ‘Müdürüm; evimizin içini biz biliriz, şahsi geleceğimiz önemli değil, ülkemizin bekası için ne gerekiyorsa yapalım’ dediler. Böylece çalışmaya başladık.

Daha sonra nasıl gelişti çalışmalarınız?

Şubat sonu itibarıyla ortalık karıştı. 15 Mart’ta cemaat yapılanması ve Fethullah Gülen’in yaklaşımlarına yönelik 1. Analiz raporumuzu İstihbarat Daire Başkanlığı ile Teftiş Kurulu Başkanlığı’na gönderdik. Bu raporun İstihbarat Daire Başkanlığı’na ulaşmasının ardından burada bir panik oluştuğuna dair bize haberler gelmeye başladı. 18 Mart’ta da Fethullah Gülen apartopar ABD’ye gitti.

‘İSTİHBARAT’ NİYE?

Sizde nasıl bir kanaat oluştu?

Kendi anlatımlarından anladığımız kadarıyla ve devlete sızma çalışmaları göz önüne alındığında illegal bir yapılanma ile karşı karşıya olduğumuz kanaatine vardık. Bir cemaat önderi, hasımların faaliyetlerini öğrenmek için bir istihbarat teşkilatı kurmaktan söz ediyorsa, cemaat önderi olmaktan çıkıp örgüt lideri olur. Bir cemaat önderi, niçin istihbarat teşkilatına ihtiyaç duyar ki!

KAMUFLAJ ÜST DÜZEYDE

17 Aralık operasyonun asıl amacı nedir?

Bu operasyonun asıl amacı, ‘yeni dünya düzeni’ politikalarıyla milli devletleri dönüştürme politikaları paralelinde sözde demokratik tasarruflarla ve siyasi eylemlerle Başbakan’ı saha dışına almadır.

“CEMAATİN ADRESİ BELLİ”

Cemaat işin neresinde?

Cemaatin bugün itibariyle durduğu yer, adresini de göstermektedir. Demokrasi dışı eylemlerle Başbakan’ı saha dışına alma girişiminin tam da göbeğinde duruyorlar.

17 Aralık operasyonu sonrası benzer bir sızmanın ve paralel yapılanmanın yargı içerisinde de olduğu kanaati çok yaygın. Sizce nasıl?

Gülen, yargı içindeki paralel yapılanmanın nasıl olması gerektiğini, bundan 20 yıl önceki konuşmalarında zaten söylüyor. Adliye’de ve Mülkiye’de nasıl örgütlenileceğinin yöntemlerini ve bu örgütlenmenin hedefini, ayrıca nasıl bir istihbarat örgütü kurulması gerektiğini hem istihbarata karşı koymak hem de istihbaratın hangi alanlarda kullanılacağını profesyonelce izah ediyor.

Personel, İstihbarat ve KOM, paralel yapılanmanın ilk hedefleri oluyor. Neden öncelikle buraları tercih ediyorlar?

Bu birimler emniyet teşkilatının en önemli birimleridir. Devletten cemaate yönelik bir operasyon yapılacaksa bu birimler öncü birimlerdir. Aynı zamanda cemaatin hasımlarına yönelik bir operasyon planlanacaksa, bu birimler üzerinden geliştirilir. Cemaatin amacına ulaşması için bu noktalar, hayati önem arzediyor.

Cemaatle ilgili hazırladığınız raporda bu yapının TSK, MİT ve Emniyet’e sızma çabalarına dikkat çekiyorsunuz. ‘Sızmalar’ için nasıl bir yöntem izliyorlardı?

“TAKİYYE YAPARAK SIZIYORLAR”

Takiyye ve kamufle yöntemlerini en üst seviyede kullanarak bunu gerçekleştiriyorlar.

İLK SIZMA POLİS KOLEJİNE

Bu yapılanma teşkilatta ilk ne zaman görülmeye başlandı?

Cemaatin polis içerisindeki ilk adımı Polis Kolejinde başlamıştır. Polis Koleji’ne ilk sızmaları da 70′lerin ikinci yarısıdır.

Türk bürokrasi tarihinde buna benzer başka bir yapı hatırlıyor musunuz?

Ben 40 yıl bu devlete hizmet ettim. Böyle bir başka yapılanma ile karşı karşıya kalmadım.

Geçmişe baktığınızda ne görüyorsunuz? Devlette hiçbir evrak kaybolmaz. Biz evrakımızı yazıp bıraktık. Devlet de 10 yıl sonra bizim yazdığımız gerçeklerle karşılaştı. Bu süreç, 35-36 yıllık bir dönemi kapsıyor. O gün cemaate yeni kazandırılan çocuklar, bugün devletin çok önemli mevkilerindeler.

PARALEL DEVLETİN DAHA ÖTESİ

Cemaat nasıl bir örgütlenme ve hiyerarşiye sahip?

Örgütlenme biçimi illegal örgütlerin yatay ve dikey örgütlenme modellerinin ideal yapılarından etkilenilerek oluşturulmuş Masonik yapılanmaya benzer bir görüntü veriyor. 15 yıl önce mahkeme tutanaklarında söylediğimiz şekliyle cemaat, ‘Hasan Sabbah ve Haşhaşileri’ organizasyonuyla neredeyse aynıdır.

SİYASİ YÖNLERİ DEŞİFRE OLDU

Paralel devlet tanımlamasına ne diyorsunuz?

Paralel devlet tanımının çok ötesinde bir güç ile karşı karşıyayız. Ortada ciddi bir yapı var. Eğitim kurumları, medyası, yargı güçleri, ekonomik faaliyetleri söz konusu. Bir devlet gibi örgütlenmişler. Kişisel iradeden çok, cemaat ahengi geçerli. Hangi okula gidileceği, kim ile evlenileceği bile cemaat tarafından belirleniyor. Tedbir hiç elden bırakılmıyor.

habervektim

KAYNAK : habername.com