Son güncellenme :23.11.2024 23:55

Siyaset > Bekir Bozdağ’dan kaset açıklaması

25.02.2014

Başbakan Erdoğan ile oğlu arasında geçtiği öne sürülen telefon kayıtlarıyla ilgili Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’dan açıklama geldi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ses kaydına ilişkin, “Ahlaksızca üretilmiş bir kaset olduğu, hukuk içerisinde hesabının sorulacağı ifade edildi” dedi.

Bozdağ, AK Parti Meclis Grup Toplantısı öncesinde, gazetecilerin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ses kaydına ilişkin sorularını yanıtladı.

Başbakanlık’tan dün bu konuda açıklama yapıldığını anımsatan Bozdağ, “Bunun ahlaksızca üretilmiş bir kaset olduğu söylendi. Yani montaj. Hukuk içerisinde bundan gerekli hesap sorulacağı da açıklandı. Şu anda ahlaksızlıkta bir sınır tanınmıyor. İnsanların haysiyeti, onuru ve şerefi ile oynamak için her yolu mübah gören bir anlayışla insanlar toplum gözünden düşürülmek isteniyor. Bu tür kurgu kasetlere, kurgulamalara bundan sonra belki daha da fazla şahit olabiliriz. Onun için de… Bu tür ahlaksızlık karşısında söylenecek söz bulamıyorum” dedi.

“Hukuki olarak nasıl bir yöntem izlenebilir?” sorusu üzerine, Bozdağ, bu konuyla ilgili dün yapılan açıklamada, hukuk içinde hesabının sorulacağının ifade edildiğini kaydetti. Bozdağ, “Bakanlığınızda bu konuyla ilgili bir çalışma var mı?” sorusuna, “Bizim bakanlıkla ilgili değil bu konu. ‘Hukuk içinde hesap sorulma dendiği zaman’ ne kastedildiği gayet açık ve net. Hukuk içinde hesabı kim sorar? Hukukun öngördüğü yerler sorar, o çerçevede bir hukuk içinde hesap sorulacağı da ifade edilmiştir” yanıtını verdi.

Bozdağ, “7 bin kişinin dinlendiği noktalar arasında Adalet Bakanlığı’nın santralinin de olduğu iddia edildi. Bu konuda bir adım attınız mı?” sorusuna, şu yanıtı verdi:

“Dinlemeleri bizim hukukumuz belli bir usule bağlamıştır. Ama bu usulü kötüye kullanan, hukukun dışına çıkmak için kullanan kim olursa olsun, doğru bir iş yapmış olmaz. Yani bir savcı da olsa hakim de olsa bunu yapan, eğer yasaların verdiği yetkileri yasaların öngördüğü şekilde kullanmıyorsa, o zaman suç işlemiş demektir, yanlış yapmış demektir, hukuku çiğnemiş demektir. Herkes hukuka uymalı, hukuku uygulamalı ama yargı görevi yapanlar, herkesten ziyade hukuka uymak ve hukuku uygulamakla görevlidirler. Şimdi birbirine benzemez insanları, fikren benzemeyen, yaşantı itibariyle benzemeyen, başka pek çok yönü ile birbirine benzemeyen insanları bir soruşturma kapsamında dinlemeye almak ve onların terör örgütü iddiasıyla dinlendiğini söylemek, bir defa çok açık bir hukuksuzluktur, kabul edilemez bir yaklaşımdır. Bu suçtur. Bunu yargı görevi yapanlar yapıyorsa, tabi bu suçun ağırlığı daha da yüksek olur. Onun için bu konuda ismi geçen insanların itibarları, onurları, hukukları çiğnenmiştir. Onuru, hukuku itibarı çiğnenen herkes hukuk önünde hakkını araması ve hukuk yoluyla hukuksuzluğu yapanlardan hesap sorması doğru olandır.”

“Adalet Bakanlığı hangi terör örgütüne üye?”

Bekir Bozdağ, “Paralel yapıda olan savcılar bu cesareti kendilerinde nasıl buluyorlar?” sorusu üzerine, şöyle konuştu:

“Sadece savcı talepte bulunmuyor. Esasında bu talebe uygun karar veren hakim var. Bu örgüt kapsamında dinleme olduğu için, normalde 3 ay bir dinleme yapılıyor, ikinci bir 3 ay dinleme uzatılıyor ama eğer örgütün faaliyeti çerçevesinde bir dinleme yapılıyorsa, her ay bu dinleme kararının bir ay daha uzatılması için mahkemeden karar alınıyor. Bu dinleme kararı haksız, hukuksuz bir karar; arkasından – 6 aydan sonraki süreç için söylüyorum – her ay bir uzatma kararı da veriliyor. Diyelim ki bir savcı talep etti, bir hakim karar verdi; ondan sonra bunun uzatma kararını verenler, bunu farkedip bu uzatma talebini reddetmeleri lazımdı. Öyle görülüyor ki ya okumadan uzatma kararları ezbere verildi ya da savcının ne yaptığını bilerek bu kararlar verildi. Bütün bunların doğru cevabı ancak bir soruşturma neticesinde ortaya çıkar.

Bununla alakalı konuda HSYK dün inceleme başlatacağını söyledi ama bu incelemeyi gerektiren değil, doğrudan soruşturma yapılmasını gerektiren bir konu. Siz terörle uzaktan yakından ilgisi olmayan insanları dinleyeceksiniz. Mesela Adalet Bakanlığı’nın santralini dinliyor. Adalet Bakanlığı hangi terör örgütüne üye de bakanlığın santralini dinliyorlar? Veya CHP Genel Merkezi dinleniyor, başka başka şeyler dinleniyor. Bunların kararını verenler de bu kararı talep edenler de benim şahsi görüşüm, hukukun çizdiği sınırları aşmışlar ve hukuku kendi iradeleri olarak belirlemişler, öyle gözüküyor. Bunlar karşısında HSYK’nın Anayasa ve yasaların verdiği yetkiler çerçevesinde görevini yapması ve bu ilgililerle ilgili gerekli soruşturma iznini vererek yargı yolunu açması doğru olandır.”

Bozdağ, “HSYK’nın bu yönde bir adımı oldu mu?” sorusuna yanıt verirken, “Şu anda bilemiyorum, dün bir açıklamaları oldu, bugün inceleme ile bir toplantıyı, basından biliyorum. Ama benim kanaatim bu konu inceleme konusu değil, bu büyük bir hukuksuzluk, bunun soruşturma konusu yapılması lazım” diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yazılı açıklamasında, “Başbakanın konuşmasının içeriği ile ilgili konuda savcıları, parti kapatma ile ilgi konuda da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nı göreve çağırdığının” anımsatılması üzerine Bozdağ, şunları kaydetti:

“Montaj olan, üretilmiş olan bir şeyle ilgili Sayın Bahçeli’nin böyle bir çağrı yapması doğru bir yaklaşım değildir. Montajı yapan, bu ahlaksızlığı yapanlar karşısında tavır koymuş olsa, Türkiye, Türk siyaseti adına daha sağlıklı bir tutum ortaya koymuş olur. Ortaya kirli tezgahın ürünü üretilmiş bir kaset konuluyor; bunun muhatapları da ‘bu üretilmiş, montaj kasettir, ahlaksızlıktır’ diyor. Burada muhalefetin, siyasetin yapması gereken, bu ahlaksızlıkta sınır tanımayanlarla ilgili kalkıp ortak bir tavır koyması lazım. Türkiye’nin Başbakanı’na dönük böylesine kirli bir iftirayı ortaya koyanlar, bu kasetle Başbakanı ve ailesini yıpratmak isteyenler karşısında ortak tavır konması lazım. CHP ile ilgili MHP ile ilgili kaset operasyonları yapıldı. Şimdi bu ülkede bizim hukuku ve hukukun üstünlüğünü ikame etmemiz, hepimizin vazifesidir. Bu konuda hukukun dışına çıkanlara karşı hep beraber ortak tavır konulması lazım. Siyaset böylesi kirli bir tezgah üzerinden yol alacaksa bu siyasete güç kazandırmaz, zarar verir, hele muhalefete daha büyük zarar verir. ‘Ellerinde ne varsa ortaya koysunlar’ diye hep söyledik ama demek mi ellerinde fazla bir şey olmayınca uydurarak bir şeyler ortaya koyuyorlar?”

KAYNAK : sonsayfa.com