Son güncellenme :25.11.2024 21:47

Siyaset > Brüksel’de bahar havası

23.01.2014

Erdoğan, beş yıl aradan sonra gittiği Brüksel’de AB’nin üç önemli kurumunun temsilcisiyle bir araya geldi. Vize muafiyeti, geri kabul anlaşması ve Türkiye’de son dönemde yaşanan gelişmelerin ele alındığı görüşmelerde AB kurmayları Türkiye’ye destek verdi.

Başbakan Tayyip Erdoğan, Brüksel’de, çalışma yemeği formatındaki dörtlü zirvede Avrupa Birliği’nin (AB) üç ana kurumunun başındaki isimlerle bir araya geldi.

Erdoğan, Brüksel’deki temasları çerçevesinde AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ile ayrı ayrı görüştü. Erdoğan daha sonra, Barroso, Van Rompuy ve Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz’un katılımıyla düzenlenen çalışma yemeğine katıldı, ardından da ortak basın toplantısı düzenledi. Suriye’deki olaylara değinen Erdoğan, ‘Hele hele dün televizyonlara düşen 55 bin fotoğraf karesinin özetlendiği o görüntüler bir insanlık vahşetinin, bir katliamın, bir soykırımın ne denli ağır olduğunu, gerçekten sorumluluk mevkiinde olan bizleri ciddi manada rahatsız etmiştir’ diye konuştu.

GEREKEN ADIM ATILMALI

Bu noktada yarın (bugün) yapılacak Cenevre-2 toplantısını çok önemsediğini vurgulayan Erdoğan, ‘Artık burada insanlığın harekete geçmesinin ve Suriye’deki bu gelişmeler karşısında atılması gereken adımları artık bir an beklemeden atmasının gereğini ben de Brüksel’den tekrar hatırlatmak istiyorum’ dedi. Cenevre-2 toplantısının beklentilerin aksine olumlu neticeler vermesi temennisinde olduğunu söyleyen Erdoğan, BM camiasının özellikle de BM Güvenlik Konseyi’nin çok daha kararlı ve tutarlı adım atmasını beklediğini kaydetti.

KARARLI VE TUTARLI

Başbakan şöyle devam etti:

‘Türkiye olarak AB ile ilişkilerin ilerletilmesi yolunda her zaman samimi bir çaba, samimi bir gayret içerisinde olduk ve olmaya devam ediyoruz. Özellikle tam üyelik müzakerelerinin başlamasından sonra Türkiye olarak üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirme noktasında kararlı bir tutum içerisinde olmaya özen gösterdik. Ne var ki bütün gayret ve iyi niyetli çabalarımıza rağmen AB ile ilgili müzakerelerimizde 3,5 yıllık bir durgunluk oldu.’

İLİŞKİLERDE CANLANMA

İlişkilerde yaşanan durgunluğun ardından geçen kasım ayında bir faslın müzakereye açıldığını, aralık ayında Türk vatandaşlarına vize muafiyeti sağlanmasına yönelik diyaloğun başlatıldığını ve eş zamanlı olarak geri kabul anlaşması imzalandığını hatırlatan Erdoğan, ‘Ardı ardına gerçekleşen bu önemli gelişmeler Türkiye-AB ilişkilerindeki canlanmaya işaret etmektedir. Brüksel’e uzun bir aradan sonra yaptığım bu ziyaretin Türkiye-AB ilişkilerinde önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemin akabinde gerçekleşmesi hem ilişkilerin seyri hem de karşılıklı beklentilerimizin açıklıkla dile getirilmesi bakımından son derece yararlı olmuştur’ dedi. Türkiye-AB ilişkilerindeki bu ivmenin daha ileriye taşınması yönündeki ortak isteğin teyit edildiğini de belirten Erdoğan, ‘Canlanma hem Türkiye’nin hem de AB’nin ortak çıkarına hizmet etmektedir’ dedi.

Bu sorulardan artık bıktık

‘Suriye ile ilgili olarak yayınlanan 55 bin fotoğraf Cenevre-2′yi gölgeler mi?’ sorusu üzerine Erdoğan, ‘Bu fotoğrafların Cenevre-2 toplantısını beklentilerimiz istikametinde etkilemesi gerekir diye umuyorum. Bu fotoğrafları görüp de sessiz kalmak bizim görevimizi yerine getirmediğimiz anlamına gelir. Artık atılması gereken adımları bize sormamaları gerekir. Beşşar giderse kim gelir sorularından bıktık. Demokrasiye inanmış hiçbir lider bu soruyu soramaz. Suriye’de bugüne kadar çok partili dönem yaşanmadı. Herhalde bundan daha kötüsü olamaz. 150 bin insanın öldüğü Suriye’de halk kimi isterse o gelmelidir’ diye konuştu.

Çıkar çevreleri rahatsız oldu

Erdoğan, fasıllarla ilgili bir soru üzerine, 22. faslın çözüldüğünü, önlerinde 23. ve 24. fasıllar gibi önemli fasılların olduğunu belirtti. Erdoğan, bu konularda da bir ortak iradenin oluştuğunu görmenin kendilerini ayrıca memnun ettiğini ifade etti. Türkiye’deki gelişmelere de değinen Başbakan, kuvvetlerin birbirine müdahale ettiği ülkelerin demokratik ülke olmaktan çıkacağını vurgulayıp, ‘Bazı çıkar çevrelerinin, çıkarlarına yönelik bazı engellemeler varsa bu onları rahatsız etmiş olabilir. Güçlenen bir Türkiye var. Sayın Herman’ın da ifade ettiği gibi aramızda güvene dayalı görüştük ve bundan sonraki süreçte de kararlılıkla devam ettireceğiz’ dedi.

Fasıllar ileriye doğru hareketi gösteriyor

Geçen yılın sonunda Türkiye-AB ilişkilerinde ilerleme kaydedildiğini dile getiren Van Rompuy, geri kabul anlaşmanın imzalandığını ve bir müzakere başlığının açıldığını ifade etti. ‘Bu, ileriye doğru hareket etme isteğimizi gösteriyor’ diyen Van Rompuy, bu ivmenin kaybedilmemesi ve daha fazla ilerleme kaydedilmesi gerektiğini belirtti. Geri kabul anlaşmasının hızlı bir şekilde uygulandığını görmeyi ümit ettiklerini söyleyen Van Rompuy, Türkiye’deki katılım müzakerelerindeki ilerleme ile siyasi reformlardaki ilerlemenin ‘aynı paranın iki tarafı’ olduğunu belirtti. Van Rompuy, ‘AB, Türkiye’deki reformların çıpası olmaya devam etmeli’ dedi.

Türkiye-AB ilişkilerinin derinleştirilmesinin önemini vurgulayan Barroso ise ‘Türk hükümetinin ve AB Komisyonu’nun rolünün ilişkilerdeki ivmenin yenilenmesi için önemli olduğunu’ belirtti. ‘Başbakan Erdoğan’ın görüşmede açık ve içten bir şekilde, hukukun üstünlüğü, hukukun bağımsızlığı, kuvvetler ayrımına saygı duyulduğunu dile getirdiğini’ söyleyen Barroso, reformların zor olduğunu bildiklerini kaydetti. Barroso, ‘Türkiye’nin bunda yalnız olmadığını açıkça ifade etmek isterim. Bu konudaki tecrübemizle, sizi desteklemeye hazırız’ dedi.

KAYNAK : sonsayfa.com