Medya > Cemaatin günah defterini yazdı
04.02.2014
Yusuf Kaplan, cemaatin 28 Şubat’taki adeta günah defterini açtı.
Küçük dil yutturacak cemaat yazısı
28 Şubat döneminde Yeni Şafak gazetesinde yöneticilik yapan Yusuf Kaplan, cemaate savaş açtı ve 28 Şubat defterlerini açmaya başladı. Kaplan’ın gündeme taşıdığı bu sözler yeni bir kavganın fitilini ateşleyeceğe benziyor. Zaman’ın 28 Şubat manşeti için ‘mide bulandırıcı’ Gülen’in konuşmaları için ‘küçük dil yutturacak’ dedi
Dünkü yazısında 28 Şubat döneminde cemaatin tutumuna ve Gülen’in konuşmalarına göndermeler yapan Kaplan, Zaman gazetesinin bir manşetiyle ilgili o dönemde yaşanan bir iddiayı dile getirmişti.
Kaplan “O vakitler farkedil/e/meyen Cemaat’le darbeciler arasındaki karmaşık, esrarengiz ilişkiler, daha sonra günışığına çıkmaya başladı.” diyerek eski defterleri böyle açtı:
NERESİNDEN BAKARSANIZ BAKIN, MİDE BULANDIRICI!
Burada Zaman’ın, hükümetin düşmesi üzerine attığı 30 Haziran 1997 tarihli manşeti, ilk bakışta, Erbakan hükümetinin – ‘Ali Cengiz oyunları’yla Demirel tarafından- düşürülmesine değil, yeni kurulan azınlık hükümetine ‘Hayırlı Olsun’ diyormuş gibi gözüküyor. Ama kazın ayağı hiç de öyle değil!
Zaman gazetesinin attığı manşet, neresinden bakarsanız bakın mide bulandırıcı, yüzkarası bir manşettir.
Darbecilerin kurdurduğu hükümete -üstelik de azınlık hükümetine!- ‘Hayırlı Olsun’ demek, mide bulandırıcı, yüzkarası bir tavır değil de nedir?
KÜÇÜK DİL YUTTURACAK
Meselâ bunlardan biri insanın gerçekten küçük dilini yutması için kâfi.
29 Mart 1997′de Samanyolu TV’de aynen şunları söylüyor Fethullah Gülen:
‘Ülkemiz kriz içinde. Gücü temsil edenler krizi önlemelidir. Bu hükümeti değiştirin demek daha demokratik olur. Burada ‘Askeriye muhtıra verdi’ diye suçlanmak isteniyor. İsteselerdi, bu öyle bu böyle olacak diyebilirlerdi. Oturup onlarla meseleyi altı saat mülahaza etmezlerdi. Demokratik yollarla problemler çözülsün istediler.’
Soruyorum şimdi: Bunlar yenilir yutulur şeyler midir, Allah aşkına?
GÜLEN: ’28 ŞUBAT, TÜRKİYE’NİN DAHA İYİ BİR NOKTAYA GELMESİNİ HIZLANDIRDI’ (!)
Durun, bitmedi daha!
Zaman yazarı İsmail Ünal’ın Gülen’le yaptığı bir röportajda Fethullah Gülen’in söyledikleri insanın tüylerini diken diken etmeye yetiyor.
İsmail Ünal, Fethullah Gülen’e şöyle bir soru soruyor:
’28 Şubat, ülkenin daha iyi bir noktaya gelmesi adına Türkiye’de bazı süreçleri geciktirdi mi?’
Peki, Fethullah Gülen, bu soruya ne cevap veriyor dersiniz?
Aynen şöyle cevap veriyor:
‘Geciktirmedi; aksine hızlandırdı. Hatta 28 Şubat, Türkiye’de demokrasinin yerleşmesini de hızlandırdı.’
‘Nasıl yani?’ diye soruyorsunuz değil mi?
Fethullah Gülen, 28 Şubat’ın, ülkenin daha iyi bir noktaya gelmesini geciktirmediğini; aksine, daha iyi bir noktaya gelmesini hızlandırdığını söylüyor!
Olacak gibi değil gerçekten!
Yetmiyor, ‘hatta 28 Şubat, Türkiye’de demokrasinin yerleşmesini de hızlandırdı,’ diyor.
Kaplan dünkü yazısında 28 Şubat döneminde yaşardığını iddia ettiği bir anıyı dile getirmişti:
28 Şubat sürecinde şebekesinin önde gelen destekçilerini bütün askerî erkâna gönderiyor, askerin yanında olduklarını söyletiyor ve şebekenin bütün medyası ve imkânlarıyla ‘süreç’e destek verip Refah-Yol hükümetini düşüreceklerine dâir söz veriyor.
Meseleyi o kadar ciddiye alıyor ki, televizyon kanallarında, Başbakan rahmetli Erbakan aleyhine açık ve net konuşmalar yapıyor.
Üniversitelerdeki başörtüsü eylemlerini sabote edecek ‘bağlayıcı açıklamalar’ yapıyor.
‘BİR HÜKÜMETİ DÜŞÜREMEYEN BU GAZETEYİ ÇIKARMAYIN DAHA İYİ’
Zaman: 28 Şubat’ın cehennemi andıran o lanetli günleri…
Yer: İstanbul’un bir ilçesinde bir ‘bina’. (Deşifre edilmemesi için sadece bu kadarını yazıyorum).
‘Şebeke’nin üst düzey yöneticileriyle bir toplantı var, binanın en tepesinde.
‘Vatandaş’, hışımla giriyor içeriye ve eline şebekesinin yarı resmî el-Ahram’ı gibi yayın yapan gazetesini alarak salondakilere aynen şöyle çıkışıyor:
‘Bir hükümeti düşüremeyen bu gazeteyi çıkarmayın daha iyi! Medya gücümüz bu mu?’ diye bağırıp çağırıyor…
‘Bu ifadelerin doğruluğu o günlerde basılan Zaman gazetesinin başlıklarına ve yazarların yazısına bakılarak da gayet açık bir şekilde anlaşılabilir. Nitekim hükümetin (Erbakan’ın) istifasından sonraki atılan ilk başlık ‘HAYIRLI OLSUN’ idi… O günlere tekrar bakmakta fayda var. Çünkü bugünü daha doğru anlamamız biraz da buna bağlı…
KAYNAK : sonsayfa.com