Siyaset > Başbakandan cemaate ağır benzetme
16.01.2014
Daha önce meydanlarda Cemaat için ‘paralel yapı, çete, örgüt, virüs, hain, ajan, maşa, in’ benzetmesi yapan Başbakan Erdoğan, son olarak tarihteki il terör örgütü ‘Haşhaşi’ benzetmesi de yaptı…
Başbakan Tayyip Erdoğan, 17 Aralık’ta yapılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra üslubunu iyice sertleştirdi. ‘Hain, ajan, maşa, virüs’ nitelemelerinin yanında ‘Haşhaşi’ benzetmesi yaptı.
Başbakan Tayyip Erdoğan, cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu eleştirirken yine Hizmet Hareketi’ni hedef aldı. İsim vermeden tetikçilerin sosyal medyada ve yandaş gazetelerde camia hakkında kullandığı ‘örgüt, haşhaşi, virüs, ihanet şebekesi, ajan’ gibi çirkin yakıştırmalarda bulundu. Erdoğan, grup toplantısında yaptığı konuşmada “Tarihte de bunu gördük. Büyük Selçuklu Devleti’nde yaşadık. Haşhaşiler denilen gözü dönmüş bir gizli örgütün devlet bünyesini nasıl esir almaya çalıştığını, gerektiğinde düşmanlarla nasıl işbirliğine gittiğini asırlar önce millet olarak yaşadık ve gördük. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu sinsi güçlere, devlet bünyesini felç etmeye yönelik sızıntılara asla geçit vermez ve vermeyecek.” dedi.
KİM BU HAŞHAŞİLER?
Büyük Selçuklu İmparatorluğu döneminde bugünkü İran sınırları içerisinde faaliyet gösteren Batini terör örgütü Haşhaşiler, Hasan Sabbah önderliğinde ‘haşhaş’ içerek saldırılar düzenliyordu. Hasan Sabbah, İran’da Kum kentinde dünyaya geldi. Büyük Selçuklu veziri Nizamülmülk’ün emrinde çalıştı. Yoğun dini çalışmalarından sonra örgütlenmeye başladı ve Alamut kalesini ele geçirip burayı üs haline getirdi. Dönemin ileri gelenlerine yönelik suikastları işletmek için fedailerine haşhaş vererek onların zihinlerini kontrol ediyordu. Bu yüzden örgütün adı Haşhaşiler olarak anılagelmiştir. Hasan Sabbah elindeki güç ile halkı Selçuklu’ya karşı kışkırttı, bu süreç devleti yıkıma götürdü.
MUSTAFA ARMAĞAN “HAŞHAŞİLER” ANLATTI
Haşhaşiler*, eli kanlı bir cinayet şebekesidir
Mustafa Armağan: “Haşhaşiler veya Hasan Sabbah’ın fedaileri diye bilinen topluluk, tarihte görülmüş ilk ‘terörist’ örgüttür. Gerçek İsmailî imameti ihya etmeyi hedefliyorlardı ve bu maksatla kartal yuvası Alamut Kalesi’ni karargâh tutmuş, beyinlerini yıkadıkları suikastçıları engel olarak gördükleri liderlere saldırtmışlardı. Sünni İslam nizamını çökertme uğruna kimliklerini gizleyerek hareket geçen bu maharetli katiller, önemli kurbanların ‘şeref defteri’ni bile tutarlarmış. İslam dünyasının medar-ı iftiharı olan Nizamülmülk ve Selahaddin Eyyübi gibi ‘hainleri’ de temizlemeyi planlamışlar, ilki şehid olurken ikincisi suikasttan kılpayı kurtulmuştur. Nihayet bellerini kırmak Hülagü’ye, melanetlerine son vermekse Baybars’a nasip olmuştur. Zaman zaman dışarıdan yardım da alan bir cinayet şebekesi ve eli kanlı örgüt olarak on yıllarca Sünni İslam âlemine darbe üstüne darbe indirmiş bulunan Haşhaşilerin yaptıklarını Hizmet Hareketi mensuplarına yakıştırmak anakronizme düşmek bir yana, hakkaniyetle bağdaşmamaktadır.”
KAYNAK : sonsayfa.com