Bakan Bozdağ, TBMM Adalet Komisyonu’nda milletvekillerine konuşma üsluplarına dikkat etmeleri uyarısında bulundu.

Bekir Bozdağ, TBMM Adalet Komisyonu’nda söz alarak  “Konuşma edep ve adabına hepimizin uyması lazım. Birbirimizi incitici laflar söylemekte yarışa girmenin bir sonu yok. Kimseye bir faydası yok. Şahsıma dönük söylenen incitici laflara cevap verme benim edebimin de ahlakımın da izin vermediğini ifade etmek isterim” dedi.

HSYK kanun teklifinin TBMM Genel Kurulu’nda durmasının yurtdışından gelen, Brüksel’den gelen tepkilerle ilgili olduğu yönünde muhalefet milletvekillerinin iddialarına cevap veren Bozdağ, “Bu külliyen yalandır. Oradan gelen tepkilerle alakası yoktur. Tamamıyla kendi değerlendirmelerimiz çerçevesinde bu teklifin bazı maddelerinin metinden çıkartılarak, bazı maddelerinin de Genel Kurul’da değiştirilerek kabul edilerek yasalaştırılması konusunda bir irade ortaya kondu. HSYK ile ilgili kısımdaki bazı maddeler kamuoyu tarafından eleştirilen bazı maddelerin teklif metninden çıkartılacağı, bazı maddelerinin değiştirilerek yasalaştırılacağını söyledik. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti güçlü, bağımsız bir devlettir. Elbette uluslararası yükümlülüklerinin arkasında duracaktır. Kendi kararlarını kendisi alan, uygulayan bir ülkedir, hükümetimizde kendi kararlarını Anayasa ve yasalar çerçevesinde alıp, uygulayan bir hükümettir” dedi.

KILIÇDAROĞLU’NA TEPKİ

Adalet Bakanı Bozdağ, şunları söyledi: “Bizim herkesten daha çok kişi haklarına riayet etmemiz lazım. Bugün fevkalade üzgünüm. Bir siyasi partinin genel başkanı bazı tapeleri dinletti, canlı yayında bu verildi. Bu bir suç, ceza kanuna baktığınızda Haberleşme Gizliliğinin İhlali 132/2, Kişiler Arasında Konuşulanların Dinlenmesi ve Kayda Alınması 134/2, Verileri Hukuka Aykırı Olarak Alma veya Ele Geçirme TCK 136. Esasında üzüntüm sadece suç olan bir fiilin mutlak sorumsuzluk kapsamında dahi olsa, parlamento çatısı altında canlı yayında işlenmesi değil, TBMM’de kötü bir geleneğin, kötü bir yolun açılmış olmasıdır. Umarım ki, bunun arkası gelmez. Soruşturmanın gizliliğinin ihlalinden şikayet ettik, insanların masumiyetine saygı gösterilmediğinden şikayet ettik, yargılama süreçlerinin linç kampanyasına dönüştürülmemesinden, kişilerin lekelenmeme hakkına herkesin saygı göstermesinden hepimiz şikayet ettik. Geldiğimiz noktada parlamentoda soruşturma evresinde olan ve gizlilik kaydı olan evrakların ifşası dahi suçtur. Bunların nasıl kayıt edildiği adli dinleme içinde bile olsa parlamento çatısı altında bunların dile getirilmesi, parlamentomuza, siyasetimize, meclisimize yakışmamıştır, hoş ta olmamıştır. Böyle giderse yarın başka partiler ve başka kişilerle ilgili kasetleri buraya getirirse, bugün sesleri dinletenler yarın görüntüleri izletirse o zaman bu parlamento milleti temsil eden saygınlığını da yitirir. Herkesten bu konulardaki temel ilkeye, hem hukuka hem kanuna hem de ahlakın genel kabullerine hepimizin uyması gerektiğini ifade etmek istiyorum. Bunlara uyulmazsa hem parlamentomuza hem milletimize hem de şahsımıza büyük zarar vermiş oluruz. Geleceğin nesilleri bugünleri hayırla yad etmez. TBMM tarihinde bugüne kadar böylesi bir hadise yaşandı mı? Ben çok üzgünüm, böylesi bir kötü yolu açmamak ve işletmemek lazım gelir”

İdari Yargılama Usul Kanunun 27’nci maddesinde önerilen değişikliğe dikkat çeken Bakan Bozdağ, “Burada diyor ki kanun, ‘Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar vermek üzere idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir.’ Bunun birinci cümlesi idarinin savunması alınmadan yürütmeyi durdurma kararı verilemez hükmüdür. Buna bir istisna getiriyor kanun, diyor ki, ‘uygulanmakla etkisi tükenecek bir idari işlem varsa, sen önce yürütmeyi durdurma kararı var, sonra idarenin savunmasını al, bu kararını tekrar gözden geçir’ böyle bir yükümlülük getiriyor. Bunun uygulamadaki anlamı, herkesin bildiği gibi uygulanmakla artık tekrarı mümkün olmayan iş ve işlemler içindir” dedi.

Oy birliği ile karar verme konusunun eleştirilen bir konu olduğunu belirten Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Kamuoyunda eleştirmeyen neredeyse yok. Baktığınız zaman ağırlaştırılmış müebbet cezası vermek için oy çokluğu kafi olurken, neden bir tedbire başvurmak için oy birliği aranıyor tartışmaları esasında Türkiye’nin yaşadığı sorunlarla yakından ilgilidir. Kanunlar bir ihtiyaçtan doğuyor. Dinlemelerle ilgili ortaya çıkan fotoğrafa baktığınız zaman Türkiye’nin bu noktada bir tedbir alma gerekliliği ortadadır. Herkes şuanda telefonu yanında bulundurmaktan, telefonla konuşmaktan, internette iş ve işlem yapmaktan çekinir hale geldi. Bizim burada vatandaşımızın güvenliğini sağlayacak, haberleşme hürriyetini teminat altına alacak, özel hayatın gizliliğini teminat altına alacak başkaca adımlar atabilir miyiz diye kafa yormamızda fayda vardır.”

KAYNAK : gazetesiz.com