Son güncellenme :25.11.2024 20:30

Güncel > Bir imza dünyayı değiştiriyor!

25.02.2014

Türkiye’de sivil toplum dünyasının tanınmış simalarından Dr. Uygar Özesmi ile beraberiz. Kendisi akademik ve Birleşmiş Milletler geçmişinden sonra TEMA Vakfı Genel Müdürü, Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü görevlerini yürüttü. Sivil toplum dünyasında hem Doğa Derneği’nin Kurucu Başkanlığı’nı yaptı, hem de KarDoğa Federasyonunu TÜRÇEK ile birlikte kurdu. Aynı zamanda Sivil Toplum Geliştirme Merkezi’nin kurucuları arasında ve CIVICUS yani Sivil Katılım için Dünya Birliği’nin iki dönemdir Yönetim Kurulu’nda.

YÖRÜKHAN ÜNAL: Merhaba Uygar Bey, Greenpeace’den sonra son 16 aydır Change.org Doğu Avrupa ve Batı Asya Direktörlüğünü yapıyorsunuz. Change.org ile aranızdaki bu bağlantı nasıl kuruldu?

UYGAR ÖZESMİ: Sivil toplum kuruluşlarında üst düzey yöneticilerin 5 yıldan fazla görev yapmamaları gerektiğine inanıyorum. Aksi durumda bu bireyle kurum arasında sağlıksız bir bütünleşmeye neden oluyor ki bu tehlikeli bir durum. Kurumlar her zaman bireylerden önde gelmeli. Ayrıca uzun süren yöneticilikte kurumsal körlük oluşabiliyor ki bu da kurum için iyi değil. Sonuçta ben en başarılı dönemde, bütün sistemleri oturttuktan ve örgütü her anlamda gelir, destekçi sayısı ve kampanya başarıları ileriye götürdükten sonra Greenpeace’den ayrılarak Change.org ile yoluma devam etmeye başladım. Greenpeace’de kurmuş olduğumuz güçlü online kampanya ve online aktivizm çalışmasının artık kitlelere yayılması gerektiğini düşünüyordum. Change.org’da online aktivizm sadece çevre ile ilgili değil tüm konuları kapsayacak şekilde var oluyor ve git gide genişliyor. Artık sokaktaki her insanın değişim yaratmak için bir güçlü aracı var.

Dünyada Doğu Avrupa ve Batı Asya gibi başka bölgeler var mı? Niye bölgesel çalışıyorsunuz?

Change.org toplamda 19 ülkede ofise sahip. Bu ofisler üzerinden 196 ülkede hizmet veriliyor. Bölgelerin ve ulusal ofislerin açılmasının en temel sebebi Change.org’un yerelde yer alması gerekmesi. Sayfanın dilinin Türkçe olması, imza kampanyası başlatan kişi ve kurumların yardıma ihtiyaç duyduğunda Türkiye’den bir temsilci ile görüşerek destek alması için yerel bir ofis şart. Bu sebeple kullanıcı sayısı artan ülkelerde imkanlar ölçüsünde ofisler kuruluyor.

Dünya çapında “imza” kampanyalarının ulaştığı başarı oranı, change.org’un işlev gösterdiği bölgelere göre değişiklik gösteriyor mu? Yani “demokrasi” seviyesi yüksek toplumlarla, change.org kampanyalarının ulaştığı başarı düzeyi arasında bir doğru orantı var mı?

Bununla ilgili net veriler olmasa da şöyle bir göz atıldığında herkesin görebileceği sonuçlar var. Örneğin yerel yönetimlerin tabi olduğu uygulamalar nedeniyle Fransa’da belediyeyi hedefleyen ve 10.000 imza toplayan dilekçeler belediye meclisi gündemine getirilmek zorunda. Bunun doğal sonucu olarak da Fransa’da yerel yönetimleri hedefleyen kampanyaların Türkiye’ye kıyasla daha hızlı yol alabildiğini ve başarıya ulaşabildiğini söyleyebiliriz.

Change.org 6 yıl önce Ben Rattray tarafından kuruldu. Şu an ise 50 milyon üyeye ulaştı. Üye sayısının giderek daha da artması sizin için önem taşıyor mu?

Bir blog sitesi olarak kurulan ve bugün dünyada 50 milyon kişiye ulaşmış bir platform için büyümenin etkisi gözle görülebiliyor. Kullanıcı sayısı arttıkça daha çok insan daha geniş kitlelere daha kolay ulaşabiliyor. İnsanlar birbirlerinin çözmek istediği sorunlardan ve görmek istediği değişimlerden daha çok haberdar oluyor. Kitle büyüdükçe etki de artıyor.

Change.org’da yeterli imza sayısına ulaşıldıktan sonra, nasıl bir prosedür işliyor? Yani imzalar gerekli mercilere nasıl ulaştırılıyor? Sonuçlar nasıl takip ediliyor?

İmza kampanyasını başlatırken seçtiğiniz muhatapların mail adreslerini sisteme giriyorsunuz. Böylece imzalar atıldıkça, kampanyanın dilekçe mektubu mail olarak anında muhataplara iletiliyor. Yani etkileşim ilk imza ile başlıyor. Böylece imza kampanyasının bitiminde imza teslim etmeden çok önce, kampanya başlar başlamaz muhataplar haberdar ediliyor. Muhatap adresine girilen e-posta adresine, ilk 50 imza ve hesabı kilitlemeden yorumlar ve güncellemeler gönderiliyor. Kendinize göre yeter derecede imza topladığınızda eğer muhatabınız talebinizi hâlâ yerine getirmemişse, imzaları siteden indirip çıktısını alıyorsunuz. İmzaları teslim etmeye giderken, imzacılarınıza mesaj atarak onları da imza teslimine davet edebilir, ilgileneceğini düşündüğünüz basın kuruluşlarına ve haber ajanslarına davet göndererek imza teslimine katılmalarını isteyebilirsiniz. Böylece haberlerde yer alabilir, konunun daha çok duyulmasını sağlayabilirsiniz. İmza tesliminden sonra ise takip sürecinde görev yine kampanya sahibinde. Muhatapla iletişim kurmaya devam etmek, imzalayanlara süreçle ilgili bilgi verip sosyal medyada kampanyayı paylaşım günleri düzenlemek gibi destek eylemler düzenlenebilir. Böylece süreci sıcak tutmak ve muhatabı harekete geçmeye ikna etmek mümkün oluyor.

Türkiye’de kurumların change.org kanalıyla gelen değişim taleplerine bakış açısı nasıl?

Change.org Türkiye’de yerel yönetimlerden bakanlıklara, markalardan alışveriş merkezlerine çok çeşitli muhataplara yönelik kampanyalar başlatılıyor. Şu zamana kadar gördüğümüz kadarıyla yerel yönetimler kampanyalara oldukça olumlu yaklaşıyor. Çözüm odaklı olarak kampanya sahipleri ile iletişime geçiyor ya da imza teslimi ve sonrasında çözüme gitmeye çalışıyor. Özellikle Kadıköy Belediyesi imza kampanyası başlatanlarla iletişime geçmek ve çözüm üretmek konusunda oldukça aktif görünüyor.

Türkiye’de başarıya ulaşmış büyük bir kampanyadan örnek verebilir misiniz?

İmza sayısı olarak büyük dersek iyi bir örnek 46.000 kişinin imzasıyla başarıya ulaşan, ve Maslak 1453 inşaat projesine karşı başlatılan kampanya var. Yeşilist Rehber tarafından başlatılan kampanya sonucunda halka ait olan Fatih Ormanları’nın inşaat projesi dahilinde özel olarak kullanılması engellendi. Orman Bakanlığı’nın da devreye girmesi ile Fatih Ormanları kamuya ait kalmaya devam etti.

Anladığım kadarıyla Change.org yalnızca “değişim taleplerine” zemin oluşturmakla kalmıyor; aynı zamanda bu değişim taleplerinin örgütlenmesi için olanak sağlıyor. Başarılı kampanya sahipleriyle imzacıları buluşturan ve “Nasıl başarılı kampanyalar yürütülebilir?” şeklinde başlıkları olan eğitici toplantılar da düzenliyorsunuz? Bu anlamda change.org dünyayı değiştirmeyi bir misyon olarak mı görüyor?

Change.org’un misyonu herkesin, nerede olursa olsun çevresinde görmek istediği değişimi yaratması için olanak sağlamak. Geçtiğimiz aylarda başladığımız “Kampanyacılar Buluşmaları” aslında Change.org’un doğrudan girişimi değil. Kendisi de bir imza kampanyası başlatan ve aktif olarak imza kampanyalarına katılan bir kullanıcının önerisi ve girişimi ile ortaya çıktı. Online ortamda, Facebook sayfamızda etkileşime giren kullanıcılar bunu bir adım ileriye taşıyıp buluşmanın ve yüz yüze görüşmenin faydalı olacağını düşündüler. Bize de ev sahipliği yapmak ve soruları yanıtlamak kaldı. Buradaki asıl fikir, bize ihtiyaç duymadan kampanyacıların birbirine destek olabildiği bir ağ yaratmak, birbirleriyle kampanya deneyimlerini paylaşmalarını sağlamak. İlk toplantının sonucunda gördük ki, insanlar kendisi gibi aktif vatandaş olan, toplumda ters giden şeylere karşı söyleyecek sözü olan insanlarla akıl birliği yapmaktan çok memnun. Her ayın ilk Salı günü SALT Galata’da bir araya geliyor, kampanyacıların en sık karşılaştıkları zorlukları dinliyor, en çok faydasını gördükleri şeyleri öğreniyoruz. Bizler de online dünyada başlayan dayanışmanın günlük hayata taşınmasından dolayı memnunuz. Kampanyacılar ve imzacılar birbirlerine fikirler veriyor, nasıl daha etkili kampanyalar yürütülür sorusuna yanıt arıyor ve bir destek ağı oluşturuyorlar. Bazen bir kampanyanın büyütülmesi için oturup kafa yorarken bazen kampanya başlatmak isteyen ama nereden başlayacağını bilmeyen birine destek olunuyor.

İmza sayıları neye göre belirleniyor? İmza sayısını belirlerken dikkat edilmesi gerekir mi? Yani bir mahalledeki marketi değiştirmek için gereken imza sayısı ile, yerel yönetimleri değiştirmek için gereken imza sayıları farklı mı? Kampanya düzenleyen kişiler bu konuda “doğru kararı” aldıklarını nasıl bilebilirler?

Muhatabınızdan istediğiniz talebin gerçekleşmesi için imza sayısına sizin karar vermeniz gerekir. Bu 100 imza da olabilir 10.000 de. Tamamen size kalmış. Muhatabın hangi aşamada ikna olacağını düşünüyorsanız buna siz karar veriyorsunuz. Bir mahallede 1000 kişi yaşıyorsa ve siz oradan 500 imza alabiliyorsanız muhtarınızı ikna etmek için yeterli olabilir. Büyük bir markayı hedef alırken çok büyük imza hedefiyle yola çıkabilirsiniz ama 1000 imza bile o markanın sizi dikkate alması için yeterli olabilir. Diğer yandan 100.000 imza toplasanız da etkileyemeyeceğiniz merciler olabilir. Burada önemli olan durumu iyi tartıp karar vermek. Daha da önemlisi imza kampanyasını yürütürken basın desteğini ve sosyal medyada konunun gündemde tutulmasını sağlamak. Böylece hem imzalar atıldıkça giden dilekçelerle muhatap harekete geçirilirken hem de gündem yaratarak etkinin artmasını sağlayabilirsiniz.

Bir yandan da şunu unutmamak gerekir ki, büyük başarı çok imza demek değil aslında. Bunun en güzel örneği Reyhan Dağ Derleyen tarafından Sağlık Bakanlığı’na yönelik başlatılan imza kampanyası. MS hastalarının hayatta kalması için şart olan Plazmaferez tedavisinin SGK kapsamına alınmasını isteyen kampanyayı 1233 kişi imzaladı. Sağlık Bakanlığı hızlıca harekete geçip tedaviyi SGK kapsamına aldı ve bu kampanya Türkiye’de yaşayan 40.000 MS hastasının hayatını doğrudan etkiledi. Ailelerini de düşündüğümüzde 1233 imza ile on binlerce insanın hayatı değişti.

Mükerrer imza kampanyalarına izin vermediğinizi düşünüyorum. Çünkü aynı konuda iki kişinin kampanya açması o kampanyanın gücünü böler. O nedenle kampanyayı ilk kim açtıysa o mu geçerli oluyor? Aynı konuda başka bir talep gelirse, “Bakın burada aynı konuda açılmış başka bir kampanya var, lütfen ona destek olun” gibi bir uyarıda mı bulunuyorsunuz?

Bu konuda hiçbir kısıtlama yok. Tıpkı Facebook’ta aynı konuda sayısız grup ve sayfa açılabilmesi gibi, Change.org’da da aynı konuda birden çok imza kampanyası olabilir. Burada bir öncelik ya da geçersiz kılma gibi bir durum yok. Sebebi ise çok basit. Herkesin kampanyasına yaklaşımı, vereceği emek ve ulaşabileceği kitle farklı. Eğer aynı konuda aynı muhataplarla birden çok imza kampanyası varsa ve kampanya sahipleri aktif olarak ilgileniyorlarsa bu zaten sonucu olumlu etkileyecektir. Eğer birden çok kampanya varsa ve bazıları aktifken bazıları ihmal edilip pasif kaldıysa yine sorun yok. Bu durumda zaten aktif olan kampanya büyüyerek geniş kitlelere ulaşacaktır. Herkesin istediği konuda kampanya başlatabilmesi Change.org’un en büyük özelliği. Ama bu arada aynı konuda aynı taleple kampanya başlatmış iki kişi bize gelip de biz kampanyalarımızı birleştirmek istiyoruz derlerse arka planda o mümkün, yine kampanyalar ayrı ayrı devam ediyor ama imza sayıları birbirine ekleniyor.

Change.org hükümetler düzeyinde değişim yaratabiliyor mu? Kampanyalarda çok farklı muhataplar görebiliyoruz; bunlar apartman yöneticisi, bir eğlence mekanı sahibi, üniversite rektörü ya da belediye başkanı olabiliyor. Peki hükümetler düzeyinde “ciddiye” alınmak ve bu açıdan “büyük dönüşümler” yaratmak mümkün mü? Yoksa bu daha ileri tarihte gerçekleşebilecek bir dönüşüm mü?

Devlet kurumlarına yönelik başlatılıp başarıya ulaşan kampanyaların sayısı azımsanamayacak kadar fazla. ÇED raporlarının iptalinden HES projelerinin durdurulmasına, ilaçların SGK kapsamına alınmasından toplu taşımada bisikletlerin kullanılmasına kadar pek çok başarı var. Tabii ki başarıya ulaşmamış kampanyalar da var ama bunun en güzel örneği Tabiatı Koruma(ma) Kanunu’nun iptali için başlatılan kampanya. Henüz başarıya ulaşmadı ama toplanan 72.000’in üzerindeki imza sayesinde konu Meclis gündemine geldi ve kanun tasarısının görüşülmesi uzun bir süre için ertelendi. Bunlar da aslında büyük başarıya giden yolun parçaları. Yine de şüphesiz ki, zaman içinde kurumların yaklaşımı ve harekete geçme hızları değişecek, aktif vatandaşlar bastırdıkça yönetimler ve kurumlar talepleri daha net duyacaktır.

Change.org dünyada aslında büyük bir dönüşümün sembol ismi gibi görünüyor. Çünkü ilk kez toplulukların sesini bu denli kitlesel olarak duyurabilecekleri bir zemin gibi duruyor. Dünyada internetin neden olduğu bu dönüşüm arttıkça, change.org’un gelecekteki gücü de artacak mı?

Gerçekten dönüşüm yaratmak isteyen insanların eline çok güçlü bir araç veriyoruz. Kullanıcı sayısı ne kadar çok artarsa, ne kadar çok imza atılırsa ve ne kadar çok kampanya açılırsa o kadar iyi… çünkü bu insanların artık kendi kaderlerini eline aldıklarını ve değişim talep ettikleri anlamına geliyor.

Change.org alanındaki “en büyük” girişim olma özelliğini taşıyor sanırım. Farklı web siteleri de var ama. Türkiye’de de bir iki örneğin var olduğunu biliyoruz. Muhatapların bu imza kampanyalarını ciddiye alması açısından, bu kadar dallanıp budaklanan sitelerin ortaya çıkması olumlu mu yoksa olumsuz bir gidişat mı size göre?

Bence çok olumlu, her sitenin kendine göre özellikleri var. Ben çeşitliliğin her zaman için iyi olduğunu düşünüyorum. Sosyal girişim alanında modelleme – yani benzerlik, başarılı yanları tekrarlama arzulanan bir durumdur, sonuçta bizim varlık nedenimiz sosyal fayda, rekabet etmek değil. Ne kadar yaygınlaşırsa online kampanyalar o kadar iyi. Bizim ulaşamadıklarımıza başkaları ulaşacaktır.

Change.org’un hazırladığı son raporda, hangi ülkelerin ağırlıklı olarak “hangi konuda” değişim gösterdiği de açıklanıyordu. Türkiye’nin değişim gösterdiği konu “Çevre” olarak belirtilmişti. Bu gösterge, Türkiye’deki en önemli sorunun “çevre” olduğunu mu anlatıyor; yoksa Türk toplumunun “en fazla” bu konuda duyarlılık sahibi olduğunu mu işaret ediyor?

Türkiye’de en çok kampanya başlatılan, en çok imza alan ve en çok başarıya ulaşılan konu gerçekten çevre. Buraya bakarak change.org’da aktif olan insanların en çok önemsediği sorunlar çevre sorunlarıdır diyebiliriz. Hem çevre konusunda çok fazla gündem ve sorun olması hem de çevre alanında ilgili insanların sosyal medyayı aktif kullanması bu oranları artırıyor. Yani çok sorunlu bir alanda savunuculuk yapan kitle aynı zamanda online dünyada da aktif olunca karşımıza bu sonuçlar çıkıyor diyebiliriz. Ancak her konuda kampanya olduğunu unutmamak gerek. Canınızı sıkan bir konu, veya bildik bir soruna dair somut bir çözümünüz varsa bekleriz. Siz de change.org’da bir imza kampanyası başlatabilirsiniz.

Rahatsız olduğumuz o kadar çok konu var ki! Şu ana kadar olmasa da, benim de bir gün rahatsız olduğum bir konuda “değişim” yaratmak için change.org sitesine gireceğim kesin. Detaylı ve aydınlatıcı cevaplarınız için teşekkür ederim.

KAYNAK : gazetesiz.com