Son güncellenme :23.11.2024 11:21

Siyaset > ”Erdoğan camiye bile giremez”

25.01.2014

MHP Kocaeli milletvekili Lütfü Türkkan gündemi İnternethaber’e değerlendirdi.

NESRİN YILMAZ

İNTERNETHABER-ANKARA

Paralel devlet var mı, böyle bir tanım ne kadar doğru?

Başbakan paralel devlet konusunda AB’yi ikna edebildi mi?

HSYK kanun değişikliğine neden itiraz ediyor, bu kanunun çıkış amacı ne?

Cumhurbaşkanı bu kanun değişikliğini veto eder mi?

MİT’in tırlarını kim yakalatıyor?

Ortaya çıkan son fotograflar Suriye’de neyi değiştirdi, Esad’ın gidişi hızlanır mı?

Milliyetçi Hareket Partisi Kocaeli milletvekili Lütfü Türkkan, tüm bu soruların yanıtlarını İnternethaber’e verdi.

Paralel devlet tanımı doğru mu sizce, nasıl değerlendiriyorsunuz?

17 ARALIK’TAN ÖNCE PARALEL DEVLETİ DUYMAMIŞTIK

“Paralel olduğu iddia edilen bir devlet var şu anda. Biz bu paralel devleti 17 Aralık’tan önce hiç duymamıştık, ne mecliste ne de kamuoyunda böyle bir yapılanmadan kimsenin haberi yoktu. Ama 17 Aralık’tan sonra ne olduysa oldu, Türkiye’de bir paralel devlet olduğu ortaya çıktı. Bu paralel devletin ne olduğuna baktığımızda, yok edilmeye çalışılan paralel devleti oluşturan unsurlara baktığımızda şunu görüyoruz; Bu paralel devleti oluşturan unsurlar arasında tapu müdürleri yok, meteoroloji müdür yok, tarım kooperatiflerinden kimse yok, veya, Türkiye’nin hizmetinde olan diğer kurumlardan herhangi bir kimse yok. Peki kim var, polis var, hakim var, savcı var. Bunlar ne yapmışlar? 17 Aralık günü yapılan bir operasyonda, Türkiye’deki iktidar tarafından yapılan yolsuzluğu, hırsızlığı, rüşvet çetesini ortaya çıkartmışlar. Paralel devlet diye adledilen kişiler baktığınızda, yolsuzluğu yakalayan polisler.”

ADALET SİSTEMİ HERC Ü MERC

“Türkiye’de öyle bir noktaya gelmişiz ki, biz hırsızın kim olduğundan ziyade, hırsızı kimin yakaladığının üzerinden bir tartışma yürütüyoruz. Yani, hırsızı kimin yakaladığı ne kadar önemli bilmiyorum ama bence hırsızın kimliği çok daha önemli. Türkiye’de 17 Aralık’tan bugüne kadar 2600 civarında emniyet mensubu yer değiştirmiş, hatta birileri 1 ay içerisinde 2 veya 3 defa yer değiştirmiş. Yolda giderken tayin yeri değişen emniyet mensupları var. En sonuncusu evvelsi gün olmak üzere, 300′ün üzerinde yargı mensubu yer değiştirmiş, daha da devam edeceğe benziyor. Adalet sistemi yeni baştan herc ü merc ediliyor.”

MEĞER CEMAAT DEVLET, HÜKUMET PARALELMİŞ

“Bunların acaba tamamı paralelse devlet nerede. İnsanın aklına gelmiyor değil, eğer bunlar cemaatse, devlet cemaatmiş, iktidar ise paralelmiş. Yani, Türkiye’nin paralel devleti hükumet. Bütün yargıyı ve polisi cemaate teslim etmiş o zaman, devletin kendisi cemaat, paralel olan da hükumet, ben bunu görüyorum. Burada iktidarın çok sıkıntıda olduğunu hissediyorum. İktidar mensubu milletvekillerinin arasında bu konuda hayıflananlar olduğunu görüyorum.”

HİÇBİR AK PARTİ’Lİ VEKİL “HIRSIZ YOK” DEMİYOR

Özel görüşmelerimizde, hiçbir AK Parti’li milletvekili bana, “hırsız yok” demedi. Hepsine çok net olarak “hırsız var mı, yok mu?” diye sordum, “Var ama hepsi hırsız değil” dediler. Tabii ki hepsi hırsız değil ama bir siyasi hareketin içinde biri dahi hırsızlık yapsa, o siyasi hareket o bedeli öder. “Ben masumum yapmadım” diyebilirsiniz, ama bu ancak sizi ceza davasından kurtarabilir, ama siyasi mesuliyetinizi ortadan kaldırmaz. Dolayısıyla, orada hırsızlık yapan, rüşvet alanlar kadar, o siyasi hareketin içerisinde yer alanlarlar da toplum nezdinde suçlu görülürler. Görünmemenin bir tane yolu var, yolunuzu ayırırsınız, burada herhangi bir sıkıntı yok, kimse de size niye gidiyorsunuz demez. Ama ısrarla iktidarın nimetlerinden faydalanmaya devam edip, “ben hırsız değilim” demek, hırsızlığa göz yummak demektir, zaten o da hırsızlığa ortak olmak demektir.”

Başbakan AB’yi paralel devlet konusunda ikna ettim dedi, sizce ikna olmuşlar mıdır?

AB EN GEÇ İKİ AY İÇİNDE TEPKİSİNİ GÖSTERECEK

“Ben, Avrupa Parlamentosu’nda Uyum Komisyonu üyesiyim, sık sık Brüksel’e ve Strasburg’a gidiyorum. Batılılar, öncelikle insanların beyanlarını esas alırlar. Bizim gibi fazla septik davranmazlar, şüpheci yaklaşmazlar, sizin beyanınızı doğru kabul ederler. Ancak, oradan döndükten sonra sizin yaptıklarınızın duruma aykırı bir sebepten kaynaklandığını öğrendikleri anda, ki zaten biliyorlar, tepkilerini gösterirler. Onlar, bu durumu sadece Başbakan’a ikrar ettirmek istediler, bu ikrarı da aldılar bir kenara koydular. Başbakan döndükten sonra yaptıklarını da ortaya koyacaklar. En geç iki ay içerisinde “Sen bize devlet içinde bir paralel yapı var dedin ama devletin içerisinde bir hırsızlık çetesi var, bu çete sana kadar dayanıyor, bunu ortaya çıkaranlara sen zulmediyorsun” şeklinde bir ifadeyle karşılaşacaktır Başbakan.”

HSYK değişikliğini nasıl değerlendiriyorsunuz peki, amacı ne bu değişikliğin?

HSYK İHTİYAÇTAN DEĞİL HIRSIZLIĞI SAKLAMAK İÇİN DEĞİŞTİRİLİYOR

“HSYK ile ilgili çıkan kanuna baktığımızda, HSYK’nın 2010 yılında en son değiştirilmesinden bugüne ne değişti de böyle bir ihtiyaç hasıl oldu diye bakıyoruz. Bir tek şey değişti; Kendi oluşturdukları HSYK, bunların hırsızlıklarına göz yummamak adına bazı işler yaptı. Ne yaptı?, hırsızlığı, yolsuzluğu öne çıkaran savcıların arkasında durdu, bunların emirlerini dinlemedi. Demek ki bu ihtiyaçtan değil, hırsızlığın saklanması gereği düşünüldüğünden böyle bir kanun oluşturulmuş.”

MECLİSTE BÜTÜN GÜN HIRSIZLIK KONUŞUYORUZ

Toplumda da herkes biliyor ki, HSYK sadece ve sadece Sayın Başbakan’ın, Bakanların etrafından dönen hırsızlık şebekesinin üstünün örtülmesi için ortaya çıkan bir operasyon. O yüzden kanun görüşülürken, hiç işin teknik kısmına değinmeden, bütün gün mecliste sadece hırsızlık ve yolsuzluk konuşuyoruz. Hırsızlıkla başlıyoruz, rüşvetle bitiriyoruz. Kürsüye çıkan biri, “biz hırsız değiliz” diyor, başka biri, “Alanın Allah belasını versin” diyor, kimisi de “bize neden düşmedi” diye kızıyor, o yüzden “Allah belasını versin” diyor. Aralarında “bu kadar çalmışlar, bizim niye haberimiz yok” diyenler de var. Bir AKP’li milletvekili bana şöyle dedi: “Ben arkadaşımın ufak bir işini götürdüm, bize randevu bile vermediler, kendisi 700 milyonluk saat takmış” Yani, bu pastanın adil bölünmemesinden şikayetçi olan milletvekilleri var. Bana göre, onların kendilerini aklamaları için bir fırsat var, “biz bu hırsızlığa ortak olmuyoruz” diyecekler ve yollarını çizecekler.”

BAŞBAKAN CAMİYE BİLE GİDEMEZ

“Yarın öbür gün, Sayın Başkabakan bir cuma namazına gittiğinde cemaatin içerisinden üç dört kişi kalkıp, “biz bu hırsızlarla aynı camiide secde etmek istemiyoruz” derse, ertesi hafta bir başka camiide, bir başka cemaat bunu derse, bu şekliyle, bu tavrıyla Başbakan, bırakın sokağa çıkmayı, camiye bile gidemez. Başbakan’a düşen bir iş var; hırsızları hukuka teslim edecek ama kafasına göre atamadağı hakimlere. Yani, aydınları, askerleri, gazeteciler teslim ettiği hakimin savcının huzuruna çıkaracak. Aksi halde bu iktidar hırsızlık söylemleriyle beraber gidecek.”

Cumhurbaşkanı veto eder mi?

CUMHURBAŞKANI AKP’NİN CUMHURBAŞKANI OLARAK HAREKET EDECEK

“Ben cumhurbaşkanı’ndan döneceğine inanmıyorum. Cumhurbaşkanı, kendi siyasi ikbali için AKP grubunun onayladığı bir karara hayır demez. Çünkü o da siyaset yapmayı düşünüyor. O gruptan bağımsız hareket edemez. Orada, memleket menfaatini düşünmek Cumhurbaşkanı’nın yapması gereken bir tavırdır ama ben bu konuda kendisinin AKP’nin Cumhurbaşkanı olarak hareket edeceğini düşünüyorum.”

MİT’e ait olduğu söylenen tırlar var. Bu tırlar nasıl yakalanıyor, bir istihbarat sorunu mu var, yani kim yakalatıyor bu tırları?

BECERİKSİZLİKLERİ YÜZÜNDEN TIRLAR YAKALANIYOR

“Bu tırları, beceriksizlikleri yakalatıyor. Bunlar bu işleri bilmiyorlar. İnsanlar, yabancı bir ülkede soydaşlarına, dindaşlarına insani yardım götürülmesine ses çıkarmazlar. Hiçbir kurum ses çıkarmaz. Ama siz, insani yardım adı altında, oradaki bir takım illegal yapılara, terör gruplarına silah, mühimmat taşırsanız bu bir yerden çatlak verir.”

Bunun normal olduğunu söylüyorlar ama?

SURİYE BİR BATAKLIK, O BATAKLIKTA BOĞULURSUNUZ

“Tabii ki normal. Daha önce Türkiye bunu Kafkaslar’da ve Balkanlar’da yaptı. Ama Suriye’de farklı bir durum var. Suriye bizim sınır komşumuz, orada desteklemeye çalıştığımız gruplardan birinin karşısında 96 grup daha var. Bunlardan birisine, ikisine destek verdiğinizde geri kalan gruplar, sizin bu desteğinize tepki olarak gelip sizin ülkenizde bir terör eylem gerçekleştirebilir, böyle bir sıkıntı var. Suriye bir bataklık, bu bataklığın içine girdiğiniz zaman, “ben gidiyorum” dediğinizde çıkmak mümkün değil, o bataklığın içinde boğulana kadar kalırsınız.”

TÜRKİYE LAHEY’DE YARGILANABİLİR

“Türkiye bu konuda bir yanlış yapıyor, Suriye meselesi başından beri yanlış tahlil ediliyor, çözüme doğru yaklaşıldığı bu dönemde hala yanlış hareket ediyor. Orada aynı Libya’da olduğu gibi, Türkiye, Suriye meselesinde de çırak çıkacaktır ve hatta çok daha ağır kayıplarla çıkacaktır. Bu meselenin ortaya çıkmasıyla beraber, Türkiye yarın Lahey’de savaş suçluları, teröre yardım eden ülkeler statüsünde yargılanabilir. Bunun henüz farkında değiller, bunlar Türkiye’yi “Elif Sucukları”nı yönetmek gibi bir şey zannediyorlar. Bir ülkeyi yönetmek bu kadar ucuz ve çapsız adamların işi değil, daha kapsamlı bir iş. Bundan sonra tır işi bir müddet durur ve unutulur. Zaten Suriye meselesi de ortaya çıkan fotograflardan sonra başka bir mecraya doğru yürüyor.”

Esad’ın gidişini hızlandırı mı bu fotograflar?

ESAD’DAN SONRAKİ SURİYE’DE TÜRKİYE MASANIN ETRAFINDA OLMAZ

“Esad’ın gitmesini hızlandırır ama Esad’dan sonraki Suriye’de Türkiye o masanın etrafında olmaz. Türkiye, Esad’dan önceki Suriye’deki terör gruplarına yardım eden ülke konumunda tutulup o masanın dışına itilir. Bu da bir yanlış siyasetin eseri. MİT içerisinde farklı grupların olduğunu, birinin yaptığını diğerlerinin onaylamadığını, birbirlerini ifşa ettiklerini düşünüyorum. Zaten işin yapılış şeklini gördüğümde, daha önce bu işlere tanıklık etmiş bir adam olarak söylüyorum, çok acemice bir iş yapılıyor. Bu işler böyle olmaz, nasıl yapıldığını MİT’in içerisinde daha önce bu operasyonlarda da bizzat yer almış, bu operasyonların nasıl yapıldığını bilen iyi bir ekip var, MİT’in Başkanı bu ekiplere sorsa işin nasıl yapıldığını, onlar çok iyi bilir bu işleri.”

Yeniden yargılamalar gündemde, tutuklu vekillerin hepsi çıktı bir tek sizin partinizden Engin Alan kaldı. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu?

ENGİN ALAN FERMANLA İÇERDE TUTULUYOR

“Engin Alan meselsinde iktidarın rahatsız olmadığını görüyorum. BDP’li milletvekillerinin meclise gelmiş olması iktidarı tatmin etmiş, bundan sonra olsa da olur olmasa da olur diyorlar. Engin Alan fermanla esir olarak zindanda tutuluyor. Bununla ilgili hukuki girişimlerimiz devam ediyor, bu hukuki girişimlerimizdan sonuç alınıncaya kadar bekleyeceğiz ama bu ayıpla iktidar yerel seçimlerde sokağa çıkamayacak. Engin Alan hapiste, 5 BDP’li mecliste. Bu iktidarın bu ayıbı devam ettiği sürece bu iktidarın her yerde yüzüne haykırılacaktır. Bizim bütün teşkilatlarımız, ülkücü camia, sokakta, evlerde kahvede her yerde iktidardan bunun hesabını sorar.”

Peki tüm bu olanlar seçim sonuçlarını AK Parti aleyhinde etkiler mi?

ÇOOOK ETKİLER!

“Çok! Benim küçük kızım ilkokula giderken, kızıma okulda “Velinizin adı ne” diye sormuşlar, benim adımı söylemiş. “Yakınlık dereceniz ne” demişler, o da “çooook” diye cevap vermiş. Bu cevap yeterli olur herhalde!

twitter.com/nsrnylmz

KAYNAK : sonsayfa.com