Son güncellenme :29.11.2024 15:45

Medya > Erdoğan’a zor soru

01.02.2014

Today’s Zaman Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdullah Bozkurt İnternethaber’e konuştu.

NESRİN YILMAZ

İNTERNETHABER-ANKARA

Yaşananların bir iktidar savaşı değil demokrasi savaşı olduğunu belirten Abdullah Bozkurt, Bülent Arınç’a da “Hizmet Hareketi AK Parti’den önce de vardı, sonra da olacaktır” diye cevap verdi.

Hizmet Hareketi AK Parti’ye oy verir mi sorusuna, “AK Parti hizmetten oy istiyor mu” diye sormak lazım diyen Abdullah Bozkurt, Başbakan’ın nefret söylemiyle hizmet hareketinin tabanını çok incittiğini de sözlerine ekledi…

Hükumet 17 Aralık’taki operasyonun iktidara yönelik bir darbe olduğunu düşünüyor, siz ne düşünüyorsunuz?

TÜRKİYE’DE ASLINDA SİVİL BİR DARBE VAR

“Yargıçların verdiği karar ve savcıların devam ettirdiği karara bakıldığında bir yolsuzluk soruşturmasıdır 17 Aralık. Bu tarihe hukuki bir süreç olarak bakmak lazım. Başbakan’ın yurt içinde sürekli dillendirdiği bu darbe söylemi yurt dışında hiç tutmuyor. Başbakan Brüksel’e gittiğinde bunu hiç telaffuz etmedi, en azından kamuoyunun takip ettiği iki basın toplantısında da buna değinmedi, çünkü inandırıcı bir söylem değil. Darbe varsa, hukuka yapılmış bir darbe var, çünkü Türkiye’de ilk defa hakimin verdiği bir karar veya savcının talep ettiği tutuklama kararları uygulanmıyor, bunu zaten muhalefet de söylüyor. Türkiye’de aslında bir sivil darbe olduğunu, hukukun işletilemez bir noktaya doğru gittiğini ifade ediyorlar.”

Neden ısrarla darbe olduğunu söylüyor hükumet?

BAŞBAKAN GEZİ’DE DE DARBE DEMİŞTİ TUTMAMIŞTI

“Türkiye’de bu söylemin bir alıcısı var. Türkiye’nin geçmişinde bir sürü darbe görmüş bu ülkenin insanları darbe söylemine daha fazla sempati duyabilir. Bu aynı zamanda komplo teorisine de sempati duyulmasını sağlıyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanması ve sürekli değişik problemlerle karşımıza çıkılması komplo teorilerine de bizim yatkınlığımızı sağlamış. Tarihten gelen şuur altında sürekli bizi parçalayacaklar korkusu yaşıyoruz, bunun kısmen haklı sebepleri var. Dolayısıyla böyle bir alıcı kitlesi olduğu için bu söylem kullanılıyor. Başbakan bunu Gezi’de de kullanmıştı, o zaman da tutmamıştı, şimdi de tutacağını sanmıyorum.”

O zaman Başbakan AB’yi ikna edemedi mi?

İKNA EDEMEDİ

“Aslında burada yorum yapmamıza bile gerek yok. Avrupa Birliği’nin hem liderleri, hem parlamentodaki grup başkanları açıklamalarda bulundular. Hepsi, Başbakan’ın söylemlerini inandırıcı bulmadıklarını söyledi, bunlar Türk basınına da yansıdı.”

Peki cemaat neden bu kadar muhalefet ediyor iktidara, söylendiği gibi bu bir iktidar savaşı mı, nedir cemaatin istediği?

İKTİDAR SAVAŞI DEĞİL, BU BİR TAVIR

“İktidar savaşı olsaydı, Hizmet Hareketi bunu, daha AK Parti kurulmadan önce de yapardı. Hizmet Hareketi, bir iktidar savaşına hiç girmedi ve girmeyeceğini de ifade ediyor, bunu Hocaefendi de söylüyor. Bu bir iktidar ve rant kavgası değil. Burada tamamen prensipler üzerinden alınmış bir tavır var ve bu tavır daha önce de alındı. 2005 yılında yapılan Terör Yasası ilk çıktığında Zaman Gazetesi o zaman da kampanyalar yapmıştı. O yasada, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi standartlarına hiç uymayan, “silahsız terör örgütü tanımı getiriliyordu”, sonraki yargı paketlerinde bunlar kısmen düzeltildi ve bu ifade çıkarıldı. O ifade çıkarıldığı için 2008′deki kapatma davasında AK Parti kapatılmaktan kurtardı kendini.”

“BİZ ADLİ REFORM YAPIYORUZ” SÖYLEMİNİ ARTIK KİMSE SATIN ALMIYOR

“Dolayısıyla konuya prensipler üzerinden bakmak lazım. Örneğin, Avrupa Birliği ile reformlar yavaşladı, yavaşlamanın da ötesinde daha önceki kazanımlar geriye döndürülmeye başlandı. 2010′da referandumda 26 maddeyi kabul ettik, yüzde 58 oyla. Oradaki HSYK teklifi hükumetin teklifiydi, 3 yılda ne değişti de bunu geriye döndürmeye çalışıyorsunuz, kimse inandırıcı bulmuyor. “Biz adli bir reform yapıyoruz” söylemini artık kimse satın almıyor.”

HİZMET HAREKETİ SAVUNDUĞU DEĞERLERİN ARKASINDA DURUYOR

“Hizmet hareketinin takındığı tavır bir siyasi rant veya güç savaşı değil. İnandığı ve gerçekten savunduğu değerlerin arkasında duruyor. Bunlar, hesap verilebilirlik, şeffaflık. Hareket, kimsenin rüşvet ve yolsuzluk iddialarına karışmamasını ve Türkiye’deki reformaların ve demokratik adımların hızla atılmasını istiyor.”

Hizmet hareketi kendini kandırılmış gibi mi hissediyor?

AK PARTİYE OY VEREN HERKES KENDİNİ ALDATILMIŞ HİSSETMELİ

“Bence sadece hizmet hareketi değil, Parti programına bakarak AK Parti’ye oy vermiş herkesin kendini aldatılmış hissetmesi lazım. Çünkü orada olmayan şeyler eklendi, olan şeyler de çıkarılmış oldu. Şeffaflık ve hesap verilebilirlik konularında geriye gidiş var. Devlet sırrıyla ilgili bir yasa getiriyorsunuz, Genel Kurul’da, bunu bir kurula emanet ediyorsunuz ve Başbakan’ın başkanlığındaki bu kurul istediği her şeyi devlet sırrı olarak tanımlayacak. Mehmet Baransu’ya bugün yapılan şey belli. Devlete ait gizli belgeleri ifşa etmekten dolayı bir cezai soruşturma yapılıyor. AİHM içtihat kararları bizi bağlayıcıdır, oraya baktığımızda aslında suç olmadığını görüyoruz.

Peki hizmet hareketi Erdoğan’sız AK Parti mi istiyor, hedef ne?

ÇOK GÜÇLÜ DELİLLLER VAR Kİ SONRADAN GELEN SAVCILAR DA İMZA ATTI

“Burada hedef falan yok. Hareket, devam eden adli süreçlerin önünün tıkanmamasını istiyor. Savcılar herhalde aklını peynir ekmekle yemiş değiller, Bakanlar hakkında fezlekeler hazırlamışlar, Başbakan’ın oğluyla ilgili iddialar var ama ellerinde çok ciddi deliller olmalı ki böyle bir şeye cesaret edebiliyorlar. Daha sonra soruşturmaya katılan savcılar da aynı şeyin altına imza atıyorlar. Delilleri görünce çok ikna edici buluyorlar ki, birinci rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasında şüphelillerin tutuklanmasıyla alakalı yeni getirilen savcılar da altına imza atıyor.”

“Burada hedef diye bir şey yok. Bu işlere bulaşan kişilerin hukuka hesap vermesi gerekiyor, kimse hukukun önünde farklı bir muameleye tabii tutulamaz. Böyle olduğu taktirde hukukun altına bir dinamit yerleştirmiş olursunuz ve başka anlaşabilecek bir unsurunuz kalmaz.”

Başbakan son konuşmalarında özellikle Fethullah Gülen’i hedef alan sözler söyledi. “Sahte peygamber, içi boş alim müsvettesi gibi…” Nedir Başbakan’ın son zamanlarda bu kadar sertleşmesinin sebebi?

BAŞBAKAN HUKUKİ BAZDA BU İŞLERİ SÜRDÜREMEYECEĞİNİ GÖRDÜ

“Başbakan herhalde bu işleri hukuki bazda sürdüremeyeceğini görüyor. Eğer gerçekten hukuki bazda argümanlar üretebilmiş olsaydı zaten mahkeme veya soruşturma süreçlerinin önü açılır, herkes gider ifade verirdi, bakanlarla ilgili fezlekeler Adalet Bakanlığı’nda bir aydır beklemezdi. Demek ki hukuki olarak deliller çok sağlam, Başbakan da burada karşı argümanlar üretmekte zorlanıyor. Dolayısıyla, tartışmayı siyasi bir zemine çekiyor, siyasi zeminde de hem yurt içinde hem yurt dışında kendine göre düşmanlar oluşturmuş durumda.”

TEK DÜŞMANI HİZMET HAREKETİ DEĞİL

“Yurt içindeki tek düşmanı Hizmet Hareketi değil, TUSİAD de ona göre düşman, TUSKON da düşman, eleştirel yaklaşan veya bu olayları rapor eden medyaya da aynı şeyi söylüyor. Yurt dışında da isim vermeden, faiz lobisi, kaos lobisi, savaş lobisi, uluslararası güçler diyerek belki Amerika’yı belki Avrupa Birliği’ni itham eden söylemler geliştiriyor ki, siyasi zeminde söyledikleri karşılık bulsun.”

BAŞBAKAN KAÇAMAK GÜREŞİYOR

“Hatırlayın 2008′de kapatma davası açıldığında süreçler daha bitmeden hızlı bir şekilde savunmasını hazırlayıp Anayasa Mahkemesi’ne gitmiş ve kendini savunmuştu, çünkü biliyordu ki, bu dava gerçekten sağlam bir dava değil ve durduğu yer de çok sağlam. Kendine hukuki anlamda güvenseydi burada da bunu yapardı. Ama burada kaçamak güreşmek gibi bir izlenim ortaya koyuyor ve zemini hukukiden siyasiye kaydırıyor.”

SUÇLU OLDUĞUNUZDAN SESİNİZ YÜKSELİYOR DEMİŞTİ

“Biliyorsunuz Başbakan, “one minute” hadisesinde İsrail’in Cumhurbaşkanı’na “siz suçlu olduğunuzdan dolayı sesiniz çok yüksek çıkıyor” demişti. Aynı mantığı kendisine uygularsak eğer, her gün yeni sıfatlar ortaya atarak söylemlerini sertleştiriyor, kaybetmenin telaşı olabilir.”

Bülent Arınç’ın biz yoksak siz de yoksunuz, biz varsak siz varsınız” sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

HİZMET HAREKETİ AK PARTİ’DEN ÖNCE DE VARDI, SONRA DA OLACAK

“AK Parti olmadan önce de Hizmet Hareketi vardı, Bülent Arınç bunu en iyi bilen isimlerden biri. AK Parti’den sonra da olmaya devam edecek. Cemaatler, Türkiye’de sosyal bir gerçeklik, insanlar cemaatlerle kendilerini manevi anlamda daha doymuş hissediyor. “AK Parti yoksa cemaatlerde yok” demek, Türkiye’deki sosyal gerçekliği bilmemenin bir ifadesi diye düşünüyorum.”

Fethullah Gülen’in BBC’ye verdiği röportajın mesajı neydi, neden Başbakan’ı padişaha benzetti?

HOCAEFENDİ RÖPORTAJDA RESMİN BÜTÜNÜNÜ VERDİ

“Hocaefendi orada mabeyn dedi, o söylemle de Başbakan’ın etrafındaki kişilerin yani danışmanlarının kendisini yanlış yönlendirmiş olabileceğini söyledi, zaten toplumda da bununla ilgili genel bir kanaat var. Başbakan’ın yanında yıllardır çalışmış İdris Naim Şahin partiden istifa ederken, “niyetlerininin ne olduğundan çok emin olmayan bir oligarşik yapı yönetiyor” dedi. Bu insan partinin Genel Sekreteri, daha sonra İçişleri Bakanlığı yapmış ve başından beri Başbakan’ın yanında yer almış bir insan. İçerdeki insanlar bunu söylüyor. Zaten Ankara’da Başbakan’ın danışman çevresiyle alakalı söylenenleri bizler de duyuyoruz. Özellikle bazı isimler konusunda sadece yurt içinde değil, yurt dışında da ne kadar enteresan, garip yorumlar olduğunu biliyoruz. “Diplomatik temsilcilerden, büyükelçiliklerden buraya gelen konuklar Yiğit Bulut’un yaptığı yorumları, söylediği şeyleri, ne kadar garip bulduklarını ifade ediyorlar. Yiğit Bulut’un bir çok söylemi karşılığı olmayan, realitesi de bağdaşmayan söylemler. Ülkeye de yakışmıyor zaten. Padişah söylemiyle bunları kat etmiş olabilir.”

“Aslında Hocaefendi’nin söylediği şeyler daha önceki söylediklerinin hemen hemen aynısı. Aslında çok kapsamlı, bütün konuların derlenip toparlandığı, resmin bütününün verildiği bir röportaj olmuş.”

AK Parti’den yeni istifalar olacak mı sizce?

İSTİFALAR OLACAKTIR AMA SAYISINI BİLMİYORUM

“Böyle devam ettiği sürece istifalar olabilir. Ankara’da kulislerde en çok duyduğumuz şey bu. Ama ne kadar olur, kaç kişi olur bilemiyorum.”

Önümüzdeki günlerde iki taraf da kendilerine yönelik bir operasyon bekliyor, olacak mı böyle operasyonlar sizce?

HİZMET HAREKETİ OPERASYON YAPIYOR DEMEK ÖNYARGILI SÖYLEM

“Hizmet Hareketi bu operasyonları yapıyor söylemi doğru bi söylem değil. 5000 polis yerinden edildi, 100′ün üzerinde savcı ve hakimin yeri değişti belki daha fazlası da değişecek. Şimdi, bu kişilerin hepsi Hizmet Hareketi’nin mensubu veya Hocaefendi’yi seven insanlar demek herhalde çok doğru bir ifade olmaz. Hocaefendi’nin röportajında da söylediği gibi, bu işin içinde sosyal demokrati milliyetçiler, çok farklı kesimler içerisinden insanlar olabilir. Dolayısıyla, hizmet bir operasyona hazırlanıyor mu sorusunun altındaki önyargı doğru bir önyargı değil.”

PARALEL BİR YAPI VARSA İSPATLANMALI

“Hükumetin her zaman elinde operasyon yapabilme gücü var. Gazetecilere yönelik yapılan suç duyurusunda olduğu gibi. Mehmet Baransu ya da diğer gazetecilere yapıldı mesela, suç duyurusunda bulundular, kamu davası açılması talebinde bulundular, hükumet her zaman bunu yapabilir. GYV de zaten bunu Ağustos’tan beri söylüyor. Eğer denildiği gibi bir paralel yapı var diyorsanız, lütfen bu iddiları ispatlayın diye söylüyor, hizmet bundan kaçmıyor aslında.”

Hizmet hareketi kendine yönelik bir operasyon bekliyor mu?

BAŞBAKAN ŞANTAJIN DELİLLERİNİ ORTAYA KOYMALI

“Başbakan’ın o kadar çok söylemi var ki ama arkası gelmiyor. Şantaj çok büyük bir suç, o zaman bu şantajı ispatlamakla da yükümlüdür. Ortaya attığınız bir şeyi karşı taraf mı ispat edecek? Mısır’da darbe olduğunda Başbakan çıkıp “İsrail’in yaptığına dair elimizde deliller var ” demişti. Meğer iki yıl önce Fransa’daki bir konferansın youtube’daki görüntüleriymiş. Koskoce devletsiniz siz, elinizde bir sürü istihbarat imkanı var, kalkıp youtube’da iki yıl önce yayınlanmış bir videodan yola çıkarak elimde delil var dediğinizde o kadar gülünç bir duruma düşüyorsunuz ki! Burada da elinde delil varsa ortaya koyması lazım.”

Kim kazanır bu savaşı?

BAŞBAKAN’DA NEFRET SÖYLEMİ VAR

“Türkiye’de bir savaş varsa bence demokrasi savaşı var. Hukukun üstünlüğünün gerçekten sağlanması ile alakalı bir savaş var. Bunu, Hizmetle hükumet arasında bir savaş olarak tanımlamak doğru bir tanımlama değil. Başbakan’ın söylemlerine baktığınızda sadece hizmete yönelik saldırgan bir üslup yok, TÜSİAD’a da, medyaya da aynısını yapıyor, köşe yazarlarını isim vermeden hedef haline getirebiliyor, gerçekten bir nefret söylemi var.”

“Bence Türkiye özellikle askeri vesayetin kalkmasından sonra demokratikleşme adına atmaya çalıştığı adımlarda bir sendeleme yaşıyor. Güçler dengesinin oturması, denge ve denetleme mekanizmalarının sistemde yer alması çok önemlidir. Ama Türkiye’de son üç yıldır Sayıştay denetim yapamıyor, raporlar meclise gelmiyor, bu çok korkunç bir şey.”

“Bu sadece AK Parti’ye yönelik bir şey değil, yarın başka bir parti de gelse bu kurumlardaki eksiklikler devam ettiği müddetçe bu sıkıntılar yaşanmaya devam edecek. Türkiye orta gelir sahibine sahip bir ülke ve toplum daha fazla şey talep ediyor. İktidarda kim olursa olsun toplumun taleplerini karşılamadığı müddetçe bu gerginlikler yaşanacak.

Cemaat seçimlerde AK Parti’yi destekler mi? CHP ile işbirliği doğru mu?

AK PARTİ HİZMETTEN OY İSTİYOR MU?

“Hizmet hareketinde bir prensip kararı alınmıyor, bunu Hocaefendi de röportajında çok net şekilde söyledi. Özellikle yerel seçimlerde aday önemli. Hukukun üstünlüğü veya demokrasinin yanında yer alan parti hangisi ise, cemaate gönül bağıyla bağlanmış insanlar da oraya yöneleceklerdir.”

Doğru soru şu aslında, AK Parti hizmetten oy istiyor mu? Asıl sorulması gereken soru bu. Ben istemediğini düşünüyorum. Siz bir gruptan oy isteyeceksiniz ama o kesime her gün ağır hakaretler edeceksiniz bu mümkün mü. AK Parti’nin özellikle Başbakan’ın söylemlerine bakarsanız ben hizmetten oy istediklerine inanmıyorum. O isteyen, gerçekten siyaset yapan bir insan, hareketin çok sevdiği bir insana kalkıp Haşhaşi demez, o hakaretleri yapmaz.”

Benim merak ettiğim şu, anlaşıldı ki Hizmet Hareketi AK Parti’ye oy vermeyecek, alternatifi var mı peki, kime oy verir?

GÜVENDİĞİ ADAY AK PARTİ’Lİ İSE VEREBİLİR

“Bu bir parti grubu gibi bağlayıcı kararlar alan bir hareket değil. Geçmişte de insanlar çok farklı partilere yöneldiler, blok halinde bir destek olmadı. Ama Başbakan’ın bu saldırgan üslubu yüzünden hizmete gönül vermiş insanların çoğunda kırgınlık ve gönül koyma var, ben bu insanların AK Parti’ye gönül rahatlığıyla oy vereceğini sanmıyorum. Ama dediğim gibi yerel seçimlerde aday çok önemli, güvendiği bir aday AK Parti’li de olsa oy verebilir.”

KAYNAK : sonsayfa.com