Güncel > Gülen ile Saidi Nursi arasındaki farklar
22.02.2014
Ekrem Dumanlı günlerdir sürdürdüğü ”Alimler ve Zalimler” adlı yazı dizisinde bugün de Bediüzzaman Said Nursi’ye ve onun yaşadıklarına yer verdi. Ancak atladığı bir nokta var.
Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, dershaneler ve 17 Aralık operasyonu ile hızını artıran Cemaat – AK Parti kavgasında kendilerine “haksız” muamele yapıldığını anlatmaya çalışıyor.
BEDİÜZZAMAN’IN ÇİLESİ
Dumanlı’nın Alimler ve Zalimler adını verdiği yazı dizisinin bugünkü konusu da “Bediüzzaman’ın çilesi” oldu.
Dumanlı bu yazısında, Said Nursi’nin “çağını aşan bir üniversite projesi ile” Sultan II. Abdülhamid’in kapısını çaldığını ancak padişahın yanındaki kötü niyetli kişilerce bu görüşmenin engellendiğini yazdı. Dumanlı’nın altını çizdiğine göre Bediüzzaman’ın o dönemki çilesi şu şekilde özetlenebilir: “Hemen her dönemde devlet zulmüne uğradı Bediüzzaman. Sürgün edildi, mecburî ikamete zorlandı, hapse atıldı, defalarca zehirlendi… “Siyasetin şerrinden Allah’a sığınırım.” deyip Erek Dağı’na çekilmiş, inzivada yaşıyordu. Ne var ki bir bahane icat edildi ve sürgün yılları başladı. İnsanlarla irtibattan men edildi; ama o hep dimdik ayaktaydı.”
SAİD NURSİ İLE CEMAAT’İN FARKI
Ekrem Dumanlı’nın Bediüzzaman’ın Çilesi adlı yazısında atladığı detaylar da yok değil. Bilindiği gibi Bediüzzaman aynı zamanda Kürt kimliği ile tanınıyordu. Gülen Cemaati ise Nurculuğun bir kolu olarak ortaya çıkmasına rağmen, ısrarla Gülen Hareketi, Hizmet, Camia diye kendilerini nitelediler.
Cemaat’in, dünyanın 160 ülkesinde yüzlerde Türk okulu var. Bu okullardan seçilen öğrenciler her yıl Türkiye’de Türkçe Olimpiyatları’nda boy gösteriyor. Bu tür organizasyonlar da, Said Nursi’de olduğunun aksine, Gülen Cemaati’nde Türk milliyetçiliğine meyilli bir damarın olduğunun en büyük ispatı.
DEVLETTEN MAAŞ ALMAYI REDDETMİŞTİ
Said Nursi’ye Cumhuriyet’in Doğu İlleri Genel Vaizliği teklif edildi ancak kendisi bu teklifi kabul etmemişti. Mustafa Kemal’den maaş almayı reddetmişti. Fethullah Gülen ise yıllarca devletin resmi imamlığını yaparak devletten maaş aldı.
SAİD NURSİ DEVLET İÇİNDE YAPILANMAYA GİTMEDİ
Öte yandan Gülen Cemaati ile Said Nursi’nin çilesi arasında bir fark daha var. Said Nursi, Ekrem Dumanlı’nın da yazdığı gibi sürgün, zehirlenme, hapsedilme gibi birçok zorlukla karşılaştığı halde devlet içinde bir başka devlet yapılanmasına gitmedi. Bugün paralel yapı olarak adlandırılan hiçbir organizasyonun içinde yer almadı. Sadece ilmi meselelerle ilgili oldu. Fethullah Gülen’in ortaya dökülen kasetlerinden anlaşıldığı gibi banka kurtarma operasyonlarına da dahil olmadı.
SİYASET RİSALE-İ NUR’UN İMAN HİZMETİNE TERS
Cemaat adına siyasi faaliyette bulunmak, siyasi partilerle pazarlıklar içine girmek, devlet içinde kadrolaşmak, iktidara ortak olmaya çalışmak gibi faaliyetlerin tamamı Risale-i Nur’un iman ve Kur’an hizmetiyle tam bir tezat oluşturdu. Risale-i Nur talebeleri böyle faaliyetlerde bulunmayı üstadlarından miras aldıkları hizmetin kutsallığını bozmak olarak görüp bundan kaçındılar. Nitekim Umum Nur talebelerine Bediüzzaman’ın vefatından önce vermiş olduğu en son derste: “Aziz kardeşlerim, bizim vazifemiz müsbet hareket etmektir. Menfi hareket değildir. Rıza-yı İlahiye göre sırf hizmet-i imaniyeyi yapmaktır, vazife-i İlahiyeye karışmamaktır. Bizler asayişi muhafazayı netice veren müsbet İman hizmeti içinde her bir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mükellefiz” denilerek, asıl yapmaları gereken şeyin altını çizmişti.
BU YÜZDEN HALA AYAKTA
İşte Said Nursi, bugün Fethullah Gülen’in yaptığı hiçbir şeyi yapmadığı için hala ayakta, hala milyonlarca insan tarafından saygı ile anılıyor. Fethullah Gülen ise Nur kökenli olduğu halde Nurcu olarak anılmamak için her şeyi yaptı. Çünkü Nurculuk hareketi devlet tarafından karalama kampanyalarına maruz bırakılmıştı. Gülen ise bu kimlikten sıyrılmak için elinden ne geliyorsa yaptı.
KAYNAK : sonsayfa.com