Medya > Hürriyet aslında kimin?
25.02.2014
Tamer Korkmaz, 17 Aralık darbe girişimi sonrası tarafsız olduğunu iddia eden Hürriyet’in aslında kimin olduğunu deşifre etti.
Tamer Korkmaz, Yeni Şafak’ta yayınlanan bugünkü yazısında Hürriyet gazetesinin kime ait olduğunu yazdı. Korkmaz, 25 Mayıs 1997’de Ruhat Mengi’ye konuşan Rahmi Koç’un sözlerine dikkat çekti.
İşte o yazı:
Elli beş günde üç kez ‘Tarafsız’ olduklarını iddia eden manifesto yayınladı, Aydın Doğan’ın Hürriyet’i!
Peki, kim inanır?
Kadir İnanır!
Son manifestodaki giriş cümlesinde ‘Hürriyet Dünyası’nda herkese yer var’ diyorlar ki…
Tam bir mizah şaheseridir.
TALİMAT
Hürriyet, İstanbul baronlarının medyadaki amiral gemisidir.
Hal böyleyken…
‘Kesinlikle ifade ediyoruz ki kimseden talimat almıyoruz. Biz sadece okurlarımızdan talimat alırız’ gibi beylik laflar hikayeden ibarettir.
Varsayalım, günün birinde Hürriyet’in adını değiştirmeleri gerekseydi…
Gazete için en uygun isim…
Kuşkusuz ‘Talimat’ olurdu!
Aklıma ilk gelen örneği…
Soruyorum:
Hürriyet’in 17 Ocak 2007 tarihli ‘Aman Sincan Sanmayın’ manşetinin ‘talimatı’ nereden gelmişti?
O derin hadisedeki ‘Zat-ı Şahane’ kimdi?
Şimdilerde Nehir Kenarı’ndan Kahır Mektubu yazmakla meşgul arkadaş, o vakit Kaptan Köşkü’nde oturuyordu:
Buyursun, bunu bir zahmet açıklayıversin!
Şu sıra ‘Rejimin adını koymayı’ pek seviyor ya…
O dönemde getirilmek istenen, ancak ‘son anda’ direkten dönen…
Çağlayan Meydanı’ndan da geçirmek istedikleri…
Şu ‘tanklı’ rejimin, adını da bir zahmet koyup…
O ‘abidevi manşet’in perde arkasını bizlere bir zahmet anlatıversin!
MASKE
‘Tarafsızız’ zırvasını seslendirdikleri manifesto, Hürriyet logosunun hemen altına yerleştirilmişti.
‘Paralelin tarafında, hükümete karşıt’ tartışmaları bile ufak kalır, kadrajı büyütelim:
Hürriyet, Türkiye’nin değil; ABD’nin ve İsrail’in tarafındadır!
Hürriyet logosunun solunda…
Türk Bayrağı ve Atatürk portresiyle birlikte yer alan ’Türkiye Türklerindir’ ibaresi neci mi oluyor?
Uzun yıllardır sürdürülen bir tiyatrodur bu…
Pek elverişli ve de ‘Ağızlara Laik’ bir Maske’den ibarettir.
Gazetenin asıl istikametini, ‘Yabancı’ konumunu perdelemeye, saklamaya yarıyor!
AXEL SPRINGER
Doğan Holding’in ortağı Axel Springer şirketinin yayın ilkelerindeki…
‘İsrail’in çıkarlarını dünya üzerinde korumak’ maddesi ile…
Bir sonraki maddede yer alan…
‘Transatlantik ittifak oluşumuna dayanışma desteği ve ABD’nin ortak değerlerini korumak’ cümlesi…
Baronların Hürriyet’inin nerede konuşlandırılmış olduğunu anlatmaya…
Yeter de artar bile!
KÜÇÜK HANIM
Tansu Çiller’in, Yirmi Sekiz Şubat’ın cansiperane destekçisi medya patronlarını afişe ettiği Sultanahmet Mitingi’nden iki hafta sonra…
Yani, 25 Mayıs 1997′de…
Ruhat Mengi’ye konuşan Rahmi Koch’tu.
Mister Koch, o röportajdaki ‘Çiller, sizin Doğan Grubu ile birlikte hareket ederek hükümeti düşürmek için faaliyette bulunduğunuzu söylüyor. Sizce bunun nedeni nedir?’ şeklindeki soruya şu cevabı vermiştir:
‘Biz ne kadar açıklama yaparsak yapalım…
Bu durum onda bir fikri sabit haline gelmiş…
‘Ya biz Doğan Medya Grubu’nun arkasındayız, ya onun sahibiyiz, ya büyük ortağıyız veya orada kuvvetli bir nüfuzumuz var, bundan dolayı Doğan Medyası’nın hükümete olan tenkitlerinin önüne geçebiliriz’ düşüncesi var, bunlarda…
O yüzden konunun muhatabı kabul edip bize çatıyor…
İş bitmiştir artık, son çırpınışlarıdır…
Küçük Hanım gidicidir ve çok fena gidecek…’
Bu sözlerin üzerinden bir ay dahi geçmeden…
Çiller gitmişti!
‘Beceremediniz gidin’ denilen Erbakan’la birlikte gitmişlerdi!
FİNAL
‘Hürriyet aslında kiminmiş?’ sorusunun cevabını arıyorsanız…
Şu 25 Mayıs 1997′deki beyanatın satır aralarında bulmanız işten bile değildir!
haber10
KAYNAK : habername.com