Son güncellenme :28.11.2024 22:28

Bilim ve Teknoloji > İzmir Körfezi’nde canlı türleri arttı!

31.01.2014

Dokuz Eylül Üniversitesi’nin 2013 raporuna göre, İzmir Körfezi’nde çözülmüş oksijen seviyesinin yükselmesi ile canlı türü sayılarında önemli artış yaşandı.

İzmir Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü’nün çalışmaları ve belediyesinin yürüttüğü “Büyük Körfez” projesi kapsamında “Yüzülebilir körfez” için de umut verdi.

“Büyük Kanal Projesi’nin İzmir Körfezi Denizel Ortamında Fiziksel, Kimyasal, Biyolojik ve Mikrobiyolojik Etki ve Sonuçlarının İzlenmesi” başlıklı çalışma kapsamında hazırlanan 2013 yılı raporunda, körfezin su kalitesinde büyük bir iyileşme yaşandığı, buna bağlı olarak da denizdeki biyolojik çeşitliliğin ve popülasyonun giderek arttığı açıklandı.

Aletli dalış ekipmanları kullanılarak yapılan çekimlerde 15 metre derinlikten başlayarak kıyıya doğru rota izlendi. Üniversite tarafından deniz altındaki yaşamı tespit etmek amacıyla Urla iskele, Narlıdere Güneybatı Atık Su Arıtma Tesisi, İnciraltı, Sahilevleri, Konak ve Bostanlı iskeleleri olmak üzere 6 ayrı bölgede dört mevsim çekilen su altı fotoğraflarında, bol oksijenli sularda yaşayabilen deniz atları ve deniz çayırları, temiz suları yaşam alanı olarak seçen deniz yıldızları, deniz şakayıkları ve deniz tavşanları ile temiz sularda yaşayan ve Türkiye’de sadece Urla’da görülen taş mercanları tespit edildi.

Bu yılki su altı görüntülerinde karabaş balığı, horozbina balığı, dil balığı, avlanma yasağı bulunan çift kabuklulardan Pinna Nobilis (midye), farklı türde deniz tavşanları, mercanlar ile tüplü kurt ve boru kurdu dikkati çekti.

İnciraltı bölgesinde karidesler, tüplü kurtlar, kaya balıkları, anemon gibi türlerin yanı sıra bol oksijenli sularda yaşayabilen deniz çayırlarına rastlandı. Nesli tehlike altında olan çift kabuklulardan Pinna Nobilis türü de burada görüldü.

Narlıdere yakınlarında ise 1 ile 3 metre derinliklerde deniz çayırlarına rastlandı. Konak ile Urla arasında çeşitlerin arttığı gözlendi. Türkiye’de yalnızca Urla’da görülen ve temiz sularda yaşayan taş mercanları da tespit edildi. Bostanlı’da ise çift kabuklu yumuşakçalar, Tunicatlar, Anthozoca grubundan türler ve Tüplü Kurtlar’a rastlandı.

Raporda, 2000 yılında Çiğli, 2002 yılında Güneybatı ve 2008 yılında Urla ileri biyolojik atık su arıtma tesislerinin devreye alınmasıyla başlayan deniz suyundaki iyileşme sürecinin, körfezi terk eden canlıların yeniden yaşam bulmaya başlamasında etkili olduğu vurgulandı.

4 mevsim izleniyor

Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü tarafından yürütülen çalışmada proje koordinatörü olarak görev yapan Prof. Dr. Filiz Küçüksezgin, iç körfezde çözülmüş oksijen seviyesinin yükselmesi ile canlı türü sayılarında artış olduğuna dikkati çekti.

Son 3 yıldır proje kapsamında su altındaki canlıların değişimini de izlediklerini belirten Küçüksezgin, “1996 yılından bugüne İZSU Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle İzmir Körfezi’nin ekolojik durumunu izliyoruz. 4 mevsim aldığımız örneklerle fiziksel, kimyasal, biyolojik parametreleri ölçüp takip ediyoruz. Ayrıca yılda bir kez aldığımız sediment (çökelti) ve balık örnekleriyle ağır metal ölçümlerini gerçekleştiriyoruz. Elde edilen sonuçlar, biyolojik ölçümlerle gerçekleştirdiğimiz sonuçlarla büyük paralellik gösteriyor” dedi.

İZSU Genel Müdürü Ahmet Alpaslan da Büyük Kanal Projesi’nin devreye girmesinin ardından körfezde gözle görülür bir iyileşme yaşandığına işaret çekerek, körfezin kuzeyinde yaşanan sığlaşmanın önüne geçmek ve körfezdeki su sirkülasyonunu artırmak amacıyla “Büyük Körfez Projesi”ni yürüttüklerini bildirdi.

Kuzeyde açılacak sirkülasyon kanalı ile körfeze temiz su girişi sağlayacaklarına değinen Alpaslan, “Bu, oksijen miktarını daha da artıracak. Şu anda zaten balık oranı ve deniz canlıları arttı. Bu da yüzülebilir körfez hedefimiz için bize umut verdi” dedi.

Öte yandan İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan arıtmalarda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın gerçekleştirdiği denetlemeler de çıkış suyu değerlerinin, kirlilik sınırlarını belirleyen standartların çok altında olduğunu ortaya koydu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, 10’u ileri biyolojik olmak üzere toplam 25 atık su arıtma tesisi işletiyor. Arıtma tesis sayısının fazlalaşması ve çıkış suyu kalitesinin yüksek olması, sadece İzmir Körfezi’nde değil, kentin turistik yörelerindeki deniz suyu kalitesini de artırıyor.

AA

KAYNAK : gazetesiz.com