Güncel > Kaset skandalı büyüyor
02.03.2014
Başbakan ve oğluna ait olduğu iddia edilen ses kayıtları tartışması ABD’ye uzandı. Rapor diye sunulan belgeler ABD’li firmalarca yalanlandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ses kaydına dair tartışma Türkiye’nin gündemini kilitlemiş durumda. Başbakan Erdoğan ve AK Parti cephesi kayıtların ‘montaj, dublaj, piyes’ olduğunu ve bunu kanıtlayacaklarını savundu. Hükümet cephesi sınırı ‘montaj’da çizdi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise, “Biz test ettirdik. Ağrı Dağı kadar gerçek” diyerek, Erdoğan’a hayli ağır bir suçlama yöneltti ve kayıtların delil olduğunu ileri sürdü. Bu cepheleşme siyasi partilerle sınırlı kalmadı. Türkiye’deki yazılı, görsel ve internet medyası derken işin ucu okyanus ötesine, ABD’ye kadar uzandı… İşte film gibi bir senaryoya sahip kayıt tartışmasının heyecanlı seyri:
Herkes uzmanını arıyor
Kayıtlar kamuoyuna yansır yansımaz, bunun doğru olduğunu düşünen kesimler kimi ses uzmanlarının Twitter’da açıkladıkları görüşüne yer vermeye başladı. Örneğin; müzik dünyasının önde gelen isimlerinden biri olarak tanınan Atilla Özdemiroğlu, bir anda ‘ses uzmanı’ sıfatıyla kendini bu tartışmanın içinde buldu. Özdemiroğlu, mesleki deneyimine dayanarak kaydın gerçek olma ihtimalinin yüksek olduğunu dile getirdi. Karşı cephe ise daha ‘sağlam’ bir delille yanıt verdi! Haber 7 önceki akşam, ardından da dün Star ve Sabah gazeteleri bu savaşta ABD’yi devreye soktu. Haber 7 internet sitesi, New York’ta hazırlandığını öne sürdüğü iki raporu önceki akşam duyurdu. Dün sabah da Star gazetesi bu raporlara ‘Böyle montajladılar‘ başlığıyla manşetinde yer verdi. Sabah da benzer bir habere imza attı. ’Paralel yapının Başbakan’a düzenlediği komplo‘nun kanıtı olarak sunulan raporlardan biri, Kaleidoscope Sound isimli şirkete dayandırıldı. Diğeri de John Marshall Media isimli şirkette çalışan ve ‘dünyaca ünlü ses mühendisi‘ olarak tanıtılan Robin Lai‘nin kendi şirketi ‘J Ou Productions’a…
Rapor bir var bir yok
Star’ın haberinde, Robin Lai‘nin “Ses kayıtlarının üzerinde oynama var. Bunu arka plan seslerinin uyuşmazlığından da anlayabiliyoruz. Belli noktalarda değiştirilmiş veya montajlanmışa benziyor (…) Bu kayıtta bariz montaj kalıntıları var. Bunu yapanlar profesyonellikten uzak” sözlerine yer verildi. Habere kanıt olarak sunulan Lai’nin hazırladığı belirtilen rapora sonradan zımbalanmış bir John Marshall Media kartviziti ise herkesin dikkatini çekti. İşte bu görselin hızla sosyal medyada yayılması üzerine John Marshall Media’nın kurucusu ve CEO’su John Marshall Cheary, Facebook hesabından hayli sert bir yazılı açıklama yaparak olayı yalanladı. Marshall’ın açıklaması şöyleydi: “John Marshall Media Türkçe bir ses kaydı hakkında görüş beyan etmedi. Taranmış haliyle yayımlanan belgenin basit bir analizi, belgenin ‘J Ou Productions’ adlı bir şirket tarafından imzalandığını ve John Marshall Media’nın kartvizitinin bu belgeye zımbalandığını ortaya koyacaktır. Bu, John Marshall Media’nın resmi antetli kâğıdı değildir. Ve belgeyi imzalayan şirketle kartviziti zımbalanan şirketin farklı olması, durumun açık bir aldatmaca girişimi olduğunu gösteriyor. Bu kayıt John Marshall Media tarafından analiz edilmedi ve John Marshall Media adli ses uzmanı değildir. Çalışanımızı dolandıran bu kişi hakkında yasal işlem başlatmayı düşünüyoruz ve şirket politikalarını gözden geçiriyoruz. Bu bariz sahteciliği yayımlayan haber kuruluşlarına sesleniyoruz: Kendinizden utanın.”
Bu açıklamanın ardından Haber 7, internet sitesindeki fotoğraftan dikkat çeken o kartviziti kaldırdı.
Müzikçi, sesçi mi oldu?
Kaleidoscope Sound’un raporunda da benzer bir gelişme yaşandı. Star haberinde, firmadan gönderildiği belirtilen bir belgeye ve firmada çalışan ses mühendisi Kyle Cassel’ın sözlerine yer verdi. Cassel, “Ses kayıtlarında, konuşmadaki ve arka plan gürültü zemininde sağlanan ses düzeyleri kesinlikle birbirine benzemiyor. Kayıtlar belli noktalarda değiştirilmiş veya montajlanmış” diyordu. Bu haber de yayımlanır yayımlanmaz şirketten açıklama gelmekte gecikmedi. Şirket raporun kendilerine ait olduğunu belirtti ancak haberin sunuluşuna itirazı olduğunu bildirdi. Açıklamaya göre, şirkete başvuranlar, “Bu kayıt bir bütün müdür, yoksa parçalar halinde montajlanmış mıdır?” sorusunu yöneltmiş, şirket de kayıtlarda ‘devamlılık’ tespit edilmediği sonucuna varmıştı. Ne var ki, kayıtlar zaten beş parça olarak internette yayımlanmıştı. Şirketin açıklamasının tam metni şöyle: “Bize analiz etmemiz için gönderilen kaydın, herkesin sözünü ettiği kayıt olup olmadığını bilmiyoruz fakat YouTube’da duyduğumuza benziyor. İçerik konusunda hiçbir görüş beyan etmiyoruz çünkü söylenenleri anlamıyoruz. Bu kayıt süreklilik içermiyor. Bunun ötesinde tespitlerde bulunmak en azından Türkçe bilen birinin analizini gerektirir.” Bu açıklamanın ardından da Star, belgeyi ve Cassel’in açıklamalarını internet sitesinden kaldırmak zorunda kaldı.
Önce hissiyat sonra bilim
Tüm bu kayıt kanıtları havada uçuşurken, son günlerin tartışmalı kurumu TÜBİTAK’ın da bağlı olduğu Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, yine çok tartışma yaratan bir ‘montaj’ değerlendirmesi yaptı. Önceki gün Işık, “Hissiyatım bunun montaj olduğu yönünde” dedi. Dün de ABD menşeli raporların sahte çıkması üzerine bu hissiyatını biraz daha ayrıntılandırma ihtiyacı hissetti: “Şu anda siz istediğiniz insana istediğiniz konuşmayı çok rahatlıkla yaptırabilirsiniz. İşte nitekim dün ve önceki gün Sayın Bahçeli ve Sayın Kılıçdaroğlu ile ilgili montaj olduğu özellikle yazılarak yapılan kasetleri gördük. Hatta şöyle bir espri de oldu. Sayın Bahçeli’ye yapılan montajdan haberi olmayan bir hanımefendi bunu dinleyince ‘Bu adamın başına taş mı düştü’ demiş. Montaj olduğunu bilmeyince o kadar inanmış ki. Sayın Başbakan’ı çok yakından tanıyan birisi olarak o kaseti izlediğim zaman üslup açısından da, Sayın Başbakanın tarzı açısından da, bugüne kadar Sayın Başbakan’ı yakından tanımış olmanın verdiği psikoloji açısından da bu benim kişisel görüşüm, bu kesinlikle montaj. Bu benim bugün kanaatim. Ben kişisel olarak bu kasetin açık ve net olarak montaj olduğuna inanıyorum.”
Bu açıklamaya rağmen Işık, bir bakan olarak temsil ettiği ‘bilim’ bölümünü de hatırlayarak, “Bazıları benim sadece ‘bunun montaj olduğunu hissettim’ ifademi vermiş, diğerini vermemiş. Benim kişisel görüşüm bunun açık bir montaj olduğu yönünde. Ama kurumsal olarak Sayın Başbakan’ın veya BaşbakanlıKın bir talep ve istekte bulunması durumunda bunu bizim kurumlarımızın inceleyeceğini açıkça söyledim” deme ihtiyacı hissetti.
Görünen o ki, Misak-ı Milli sınırlarını da aşan bu kaset tartışması daha uzun süre devam edecek. (Radikal)
Savcılık: Kayıtlar imha edilsin
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’nce İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne, “15 Aralık 2013′ten sonraki telefon dinleme ve fiziki takip işlemlerinin sonlandırılması ve imha işlemi uygulanması”na yönelik yazı gönderildiği bildirildi. Soruşturmayı yürüten savcılardan İsmail Uçar, İrfan Fidan ve Murat Çağlar’ın gönderdiği yazıda, şu ifadeler yer aldı: “2012/656 soruşturma no’lu ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve ihaleye fesat karıştırmak’ suçlarıyla ilgili dosya evrakı, 15 Aralık 2013 tarihinde emniyet müdürlüğünüz tarafından fezlekeye rapten (bağlı olarak) gönderilmiş olmakla, daha önce Başsavcılığımızın talebi ile mahkeme kararlarına istinaden yapılan telefon dinleme, iletişim tespiti ve fiziki takip işlemlerinin 15 Aralık 2013 tarihi itibariyle sonlandırılarak imha işlemlerinin Başsavcılığımız nezaretinde yapılması, müteakip evrakın Başsavcılığımıza gönderilmesi rica olunur.” {İSTANBUL / AA}
ABD’li uzman: Kayıtlar orijinal cihaz Bilal’in telefonunda
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtlarını analiz eden Amerikalı Bilgi Güvenliği ve Adli Bilişim Uzmanı Joshua Marpet, kayıtlarda herhangi bir montaj izine rastlanmadığını ifade etti. Konu hakkında Miami Herald gazetesine konuşan Marpet, ‘montaj’ olarak adlandırılabilecek bölümlerin sadece 5 farklı ses kaydı arasındaki geçişlerde gözlemlediğini söyledi. Marpet, “Eğer bunlar gerçek değil ise daha önce hiç görmediğim bir yanıltıcılıkta olmalı” dedi. Marpet, canlı yayında detaylı bir şekilde kayıtları inceleyerek herhangi bir montaj bulgusuna rastlamadığını söyledi. Audacity adlı program üzerinden kayıtlardaki ses frekanslarını gösteren ve frekanslar arasındaki uyuma dikkat çeken Marpet, “Bunların gerçek görüşmeler olduğunu düşünüyorum” dedi. Ses kayıtlarının analizini yapan Guarded Risk‘in sahibi Marpet, seslerin tamamen uyumlu olduğunu belirtti. Telefonda Başbakan’ın sesinin daha ‘mekanik’ bir şekilde duyulduğunu, bunun da kriptolu telefon kullanmasından kaynaklandığını söyleyen Marpet, “Dinleme cihazı büyük ihtimalle Bilal Erdoğan’ın telefonuna yerleştirilmiş. Bu nedenle Bilal’in sesi daha net geliyor” dedi. {WASHINGTON/CİHAN}
KAYNAK : sonsayfa.com