Medya > Nur talebesinden Fethullah Gülen mektubu
04.03.2014
Fethullah Gülen ile Said Nursi arasındaki benzerlik tartışmaları Nur cemaati üyelerini kızdırdı. İşte onlardan birinin yazdığı mektup…
AK Parti-Cemaat gerilimi son hız devam ediyor.
Son günlerin yeni tartışma konusu ise Fethullah Gülen ile Said Nursi’nin benzeyip benzemediği.
Cemaat kanadına göre benzerlik çok ancak Nur cemaat üyeleri için durum aynı değil. Yeni Şafak gazetesi yazarı Hilal Kaplan bugünkü köşesinden Nur talebelerinden Emir Selçuk’un yazdığı bir mektubu paylaştı.
Geçen hafta Said Nursi ile ilgili yazdığı yazı sonrası Nur cemaatinden çok sayıda mektup aldığını kaydeden Kaplan, o mektuplardan birinde Said Nursi ile Fethullah Gülen arasındaki farklılıkları köşesine taşıdı.
İşte Nur talebesi Selçuk’un gözünden, Gülen ile Said Nursi arasındaki farklar…
BEDİÜZZAMAN VATANINI TERK ETMEMİŞTİR
…Bediüzzaman vatanını terk etmemiştir. Bütün ömrü harp meydanlarında, esaret zindanlarında geçen Üstad Bediüzzaman, 28 sene hapislere, 19 defa zehirlenmeye ve her türlü zulme katlanmış ‘Mekke’de de olsam Türkiye’ye gelirdim, zira burası daha çok hizmete muhtaçtır’ diyerek vatanını terk etmeyi asla düşünmemiştir. Kendisine bu zulümleri reva görenlere dahi beddua etmemiştir. F. Gülen ise, İslâm diyarı olan vatanını terk etmiş, hiçbir mücbir ve muknî gerekçe olmamasına rağmen hâlâ Türkiye’ye dön(e)memektedir.
HİZMET MAKYAVELİST OLDU
Bediüzzaman’a göre ‘Hizmet’ten maksat iman ve Kur’an’a hizmettir, bu da ancak meşru vasıtalarla olur. Bediüzzaman, davasının esasını şöyle anlatır:
‘Ben, cemiyetin iç hayatını, manevi varlığını, vicdan ve imanını terennüm ediyorum, yalnız Kur’an’ın tesis ettiği tevhid ve iman esası üzerinde işliyorum ki; İslâm cemiyetinin ana direği budur. Bu sarsıldığı gün, cemiyet yoktur. (…) Milletimizin imanını selâmette görürsem, cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül gülistân olur.’ Bu samimi beyanlarda; şan, şöhret, siyaset, ticaret vs. gibi dünyevî hiçbir maksat yoktur; tam bir şefkat ve ihlâs vardır. Gülen hareketinde ise -maalesef- hizmet ile ticaret-siyaset iç içe geçmiş, ‘hizmet’ kavramı değiştirilmiş ve Makyavelist bir anlayış benimsenmiştir.
ANARŞİ VE KAOSA KARŞIDIR
Bediüzzaman’ın hizmet tarzı ‘müsbet’(yapıcı) hareket’tir. Anarşi ve kaosa şiddetle karşıdır. Ona göre İslâm’a hizmet, emniyet ve asayişi asla zedelemeden, bilakis teyit etmekle mümkündür: ‘Bizim vazifemiz müsbet hareket etmektir. Menfi(yıkıcı) hareket değildir.’ Der. Gülen hareketi ise kendi hizmetlerine zarar gelme ihtimaline karşı memleketi kaosa sürüklemeyi dahi göze almıştır. Bediüzzaman, siyasetin şerrinden Allah’a sığınır ve ‘Risale-i Nur şakirtlerinin, mümkün olduğu kadar siyasete ve idare işine ve hükümetin icraatına karışmamak bir düstur-u esasîleridir’ der.
GÜLEN HAREKETİ HRİSTİYAN VE YAHUDİLERLE DİYALOG HALİNDE
Bediüzzaman’ın öncelikli gayesi Müslümanlar arasındaki kardeşlik ve birliği temindir. O, İslâm toplumunun manevi dertlerine derman yetiştirmeye çalıştığı gibi, müminler arasındaki ihtilaflara karşı da İhlâs ve Uhuvvet Risaleleri gibi reçeteler yazmıştır. Şam Emeviye Camii’nde büyük bir konferans vermiş, Müslümanları uhuvvet ve ittihada davet etmiştir. Onun kalbi bütün Müslümanlar için daima çarpan mustarip bir kalptir. ‘Ben kendi elemlerime tahammül ettim; fakat ehl-i İslâm’ın eleminden gelen teellümât beni ezdi. Âlem-i İslâm’a indirilen darbelerin en evvel kalbime indiğini hissediyorum.’ der. Gülen hareketinde ise Hıristiyan ve Yahudilerle ‘diyalog’ önceliklidir.
KAYNAK : sonsayfa.com