Röportaj > ”Ölmek üzere olan bir tutuklu”
29.01.2014
Zeynep Bozdaş: “Ağır Hastalığı Olan Yasin Demir’in Cezaevinde Tutulması DoğruDeğildir”
RÖPORTAJ: ZİYA GÜNDÜZ
SONSAYFA.COM/ÖZEL RÖPORTAJ – Daha önce İmza.la isimli internet sitesi üzerinden tekerlekli sandalyeye mahkûm Fikret Bayram için bir imza kampanyası başlatan Yazar Zeynep Bozdaş, yine başka bir ağrı hasta olan Yasin Demir için aynı girişimde bulundu. Bozdaş, Yasin Demir ve benzeri mahkûmlar için adaletin eşit olması gerektiğini, böyle mahkûmlar için özgürlük vaktinin gelip geçtiğini belirtti.
Öncelikle bize biraz Yasin Demir isimli mahkûmdan söz eder misiniz?
1990’lı yıllarda İslami faaliyetlerden dolayı, diğer birçok örnekte olduğu gibi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış bir isim. Aslen Ağrılı. Cezasının 13 yılını geride bıraktı ve sağlığı geri kalan cezasını hapiste çekmesine engel.
Yasin Demir, için imza kampanyası başlattınız. İmza kampanyasında ki amaç nedir?
İmza kampanyasının amacı, sağlığına dikkat çekilerek Yasin Demir’in 6411 sayılı kanun değişikliği kapsamında Adalet Bakanlığı tarafından tahliye edilmesidir.
Yasin Demir isimli mahkûm için başladığınız imza kampanyasına katılım ne durumda?
Kampanya, 20.01.2014 tarihinde imza.la isimli internet sitesi üzerinde “Delta Süper Enfeksiyonu Hastası Yasin Demir’e Özgürlük” başlığı ile açıldı. İmzalayan kişilerin sayısı ilk gün itibariyle 1.000’e yaklaştı.
Daha öncede böyle bir çalışma yapmıştınız sanırım. O çalışmanız hedefini buldu mu?
Daha önce aynı internet sitesi üzerinden tekerlekli sandalyeye mahkûm Fikret Bayram için bir kampanya başlatmıştık. Topladığımız imzaların sayısı 25.000’e yaklaşmıştı. Hatta cezaevlerinden bile yüzlerce imza adresimize postalanarak gönderilmişti. Topladığımız imzaları cumhurbaşkanlığı affı için sayın cumhurbaşkanına ulaştırmıştık. O dönemde Adalet Bakanlığı’nın böylesine geniş bir yetkisi yoktu. Kampanyamızı takip eden günlerde süre içerisinde Adalet Bakanlığı konu ile ilgili yetkilendirildi ve hastalıkları raporlandırılmış mahkûmların tahliye edilmesi sağlandı. Fikret Bayram da bu kapsamda tahliye edildi.
Hasta mahkûmlarla ilgili her hangi bir yasa var mı?
Evet mevcut. Önceden sadece cumhurbaşkanlığı affı gerekirken şimdi Adalet Bakanlığı hasta mahkûmu tahliye edebiliyor. 5275 sayılı ‘Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un, ‘Hapis Cezasının İnfazının Hastalık Sebebiyle Ertelenmesi’ başlıklı 16. Maddesine göre, akıl hastalıkları dışındaki hastalıkların varlığı halinde, hastanelerde mahkûmlara ayrılmış kısımlarda tedaviye devam olunur. Bu durumda bile hapis cezasının infazı mahkûmun hayatı için tehlike oluşturuyorsa, infaz geri bırakılır. Bu hüküm emredicidir. Geri bırakma kararı, Adli Tıp Kurumu’nca düzenlenen ya da Adalet Bakanlığı’nca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurallarınca düzenlenip Adli Tıp Kurumu’nca onaylanan rapor üzerine, infazın yapıldığı yer Cumhuriyet Başsavcılığınca verilir. Yine, maruz kaldığı ağır hastalık, engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen mahkûmun cezasının infazı iyileşinceye kadar geri bırakılabilir.
Yasin Demir durumu ilgili daha önce de her hangi bir girişimde bulunuldu mu?
Yasin Demir hakkında, defalarca Cumhurbaşkanlığına mektup gönderildi. Bununla birlikte rahatsızlığından ötürü Adli Tıp Kurumu ve Ankara Numune Hastanesi, hastalığı kabul etmelerine karşın hastalığını tedavi edilebilir buldular. Tedavi edilebiliyorsa niçin tedavi sonuç vermiyor diye sorma hakkımız doğuyor. Hastanın günden güne bitkin düştüğünü ve hastalıklarının kendisini ileri derecede yıprattığı görülüyor. Buna rağmen siyasi karar verildiğini düşünüyoruz. Bununla birlikte hatırlarsınız CHP’nin oluşturduğu bir heyet cezaevlerini ziyaret ederek hasta mahkûmlarla ilgili bir çalışma başlatmıştı. Bu çalışma kapsamında Yasin Demir de CHP heyetinin hastalığından dolayı tahliye edilmesi gerekenler diye belirttiği isimler arasındaydı.
Sizce Yasin Demir ve benzeri mahkûmlar için başka neler yapılabilir?
Cezaevlerinin asıl amacı suçluyu ıslah etmektir. Burada kimler suçlu kimler suçsuz tartışmasına giremeyiz. Fakat cezaevinin felsefesi kişiye eziyet etmek, cefa çektirmek değildir. Ağır hastalığı olan mahkûmlar için cezaevleri ıslah işlevi değil cefahane işlevi görür. Hem kendileri hem aileleri ağır psikolojik travmaya maruz kalır. Bu insan haklarına aykırı bir durumdur. Dolayısıyla ağır hastalığı olan veya vücut fonksiyonları önemli derecede eksik olan kişilerin cezaevlerinde bırakılması doğru değildir. Bu konuyla ilgili asıl sıkıntı, sağlık raporu veren kuruluşların siyasi tutumlarıdır. Bu konuda bir şey yapılacaksa, bu kurumların siyasi kararlar vermelerinin önünün kesilmesi gerekir. Ayrıca halkımızın bu tür olaylar karşısında mutlaka duyarlı olması gerekmektedir.
KAYNAK : sonsayfa.com