Son güncellenme :25.11.2024 03:00

Siyaset > Türkiye, İsrail ve Rumlara diz çöktürdü

13.02.2014

Türkiye, İsrail ve Rumlara diz çöktürdü

Ekonomik darboğazdaki Rum Kesimi ABD ve AB şirketlerinin baskısıyla, Akdeniz’deki Afrodit yatağından çıkan doğalgazı, tek çare olarak Türkiye üzerinden satmak zorunda kalınca çözüm için müzakere masasına oturdu.

Ekonomik krizle boğuşan Rum tarafı bir buçuk yıllık “direnişin” ardından KKTC ile yeniden masaya oturdu. Dün ilk kez bir araya gelen KKTC lideri Derviş Eroğlu ile Rum lider Nikos Anastasiadis uzun süredir üzerinde çalıştıkları kritik ‘ortak metin’i açıkladı. Görüşmelerin hedefini iki kesimli, iki toplumlu ve siyasal eşitliğe dayalı bir “federal Kıbrıs” oluşturuyor.

AVRUPA DA DAHİL OLDU

2004′te Annan Planı’na ‘evet’ diyen ve o tarihten beridir “en iyi çözüm çözümsüzlüktür” politikasını yürüten Rum kesimini müzakere masasına oturtan ise Türkiye’nin İsrail ve Rumlara çektiği doğalgaz resti oldu. Mavi Marmara saldırısından bu yana Türkiye’nin Akdeniz’de yürüttüğü güç politikası hem İsrail’e hem Rum Kesimi’ne “diz çöktürdü.” Rum Kesimi’nin 2011′de Rum açıklarında Afrodit adı verilen doğalgaz yatağını bulmasıyla başlayan Türkiye-İsrail-Rum “soğuk savaşı” adım adım şu şekilde yaşandı: Afrodit yatağını İsrailli Delek firmasıyla ABD’li Noble Energy firması buldu.

İsrail’in aynı bölgede Tamar ve Leviatan adlı iki doğalgaz yatağı zaten vardı. ABD bu yatakların İsrail ve Rum Kesimi için kritik öneme sahip olduğunu açıklayan bir rapor yayınladı. Aynı yerde petrol da bulunabileceği anlaşılınca Avrupa şirketleri de sürece dahil oldu. Ancak şirketlerin paylaşım yarışı Türkiye engeline takıldı. Ankara Afrodit’in önemli bir kısmının kendi kıta sahanlığı içinde olduğunu ve Rumların tek taraflı münhasır bölge ilanını tanımadığını açıkladı. Kıbrıs Türklerinin hakları iade edilmediği sürece Rumlarla çalışacak şirketlerin Türkiye pazarından men edileceğini de duyurdu. İsrail’e de Mavi Marmara şartı koştu. Bunun üzerine Rumlar ve İsrail Türkiye’ye karşı Akdeniz’de askeri işbirliği anlaşması imzalayarak doğalgazın satışı için alternatif yollar aramaya başladılar. Rumlar için Lübnan, Ürdün, Mısır ve Yunanistan seçeneği vardı. Türkiye anlaşmanın Lübnan meclisinden geçmesini engelledi. Mısır’da darbe oldu. Ürdün ise Rumlar için pazar alternatifinin daralması anlamına geliyordu. Benzer durum İsrail için de geçerliydi.

BEYAZ SARAY VE AB: MEMNUNUZ

Yunanistan’a boru döşenmesi ise 17 milyar dolarlık korkunç bir maliyet anlamına geliyordu. Dahası Türkiye Akdeniz’de ilk uçak gemisiyle kararlılığını gösterdi. Geriye hem İsrail hem Rumlar için tek karlı ve kestirme yol olan Türkiye seçeneği kaldı. Bu da hem İsrail’in Mavi Marmara için Türkiye’den özür dilemesini hem Kıbrıs’ta çözümün sağlanmasını gerekli kıldı. İsrail özür diledi. Ardından Rumlar Batı’nın da baskısıyla krizin derinleştiği süreçte Türk tarafıyla masaya oturdu. Nitekim dün Rum basını müzakere öncesi Obama’nın yardımcısı Biden’ın Anastasiadis’i aradığını duyurdu. Müzakere sonrası Beyaz Saray süreçten memnuniyet duyduğunu bildirdi. Benzer açıklama Almanya ve Fransa ‘dan da geldi.

İŞTE ‘ORTAK METİN’

– İki lider, iki toplumun farklı kimlikleri ile bütünlüğünü, AB içinde birleşik bir Kıbrıs’ta ortak geleceğini sağlayan bir anlaşmanın tüm bölgeye olumlu etkisi olacağını teyit etti.

– Liderler en kısa sürede anlaşmaya varmayı amaçlayacak ve ardından anlaşma referanduma götürülecektir.

– Anlaşma, siyasi eşitlik temelinde iki toplumlu, iki bölgeli federasyona dayalı olacaktır.

– Müzakereler, ‘her konuda uzlaşı sağlanmadan, hiçbir konuda uzlaşı yoktur’ prensibine dayalıdır.

– Taraflar olumlu bir ortam yaratmak için çaba harcayacaktır.

AKŞAM

KAYNAK : habername.com