Medya > Zaman yazarı o cinayeti yazdı!
29.01.2014
Zaman yazarı Mehmet Kamış, çok ağır bir yazıyla çıktı okurların karşısına. Hedefinde ise sert sözlerle eleştirdiği iktidar vardı
Zaman gazetesi yazarı Mehmet Kamış, hak ve hukuk tanımadığını iddia ettiği hükümetin halini, üst düzey bir yetkilinin oğlunun işlediği cinayeti örtbas eden Ankara Valisi Nevzat Tandoğan dönemine benzetti.
Yazara göre yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık suç olmaktan çıkarıldı. Yazar Mehmet Kamış, AK Parti’yi üstü kapalı ülkeyi “Muz cumhuriyetine” çevirmekle itham ediyor.
Hükümet cemaat kapışması tüm şiddetiyle sürüyor. Cemaat medyasından hükümetin eleştirlerine aynı sertlikte karşılık gecikmiyor. Önceki yazılarında Türkiye’nin 1990′lı yılların güvenlikçi devletine döndüğünü savunan yazar, bu kez de hükümeti Ankara’da işlenen bir cinayetin üstünü kapatan eski vali Nevzat Tandoğan ile kıyasladı.
O SUÇU BUGÜN İŞLESEYDİ İŞLERİ KOLAYDI
Tarihe “Ankara cinayeti” olarak geçen olayı köşesine taşıyan Kamış, daha sonra hükümeti kızıdıracak şu yorumda bulundu:
“Nevzat Tandoğan ve Haşmet Orbay, o suçu bugün işleseydi işleri kolaydı. Derhal hakimler-savcılar görevlerinden alınır, polisler sürgüne gönderilir ve suç işlemiş olsa da milli irade yargılanamazdı.”
HIRSIZ DEĞİL SAVCI CEZALANDIRILIYOR
Eleştiri dozunu iyice artıran yazar, 17 Aralık operasyonunu yürüten savcı ve polislere karşı linç kampanyası yürütüldüğünü savunarak yazısını böyle tamamladı:
Ankara cinayeti
Milli Şef döneminin Türkiye’sinde, Genelkurmay Başkanı Kazım Orbay’ın oğlu Haşmet Orbay’ın adı Ankara’da işlenen bir cinayet hadisesine karıştı. Haşmet Orbay, Dr. Neşet Naci Arcan isimli doktoru muayenehanesinde vurarak öldürdü. Hadise, tarihe ‘Ankara cinayeti’ olarak geçti. İddialara göre, 17 yıldır Ankara’da valilik yapan Nevzat Tandoğan, cinayeti herkesten önce öğrendi ancak konuyu savcılığa bildirmek yerine, yetkisini cinayeti örtbas etme yönünde kullandı.
Bununla da kalmayıp Reşit Mercan isimli kişiyi tehdit ederek suçu üstlenmeye zorladı. Bir müddet sonra çok yönlü bir soruşturma başlatıldı. Olayın aydınlatılmamasında Vali Tandoğan’ın parmağının olduğu anlaşılınca, mahkeme Bolu’ya alındı. Vali Tandoğan, burada yapılan duruşmada, cinayeti kasten ve bilerek örtbas etmekle suçlandı. Neye uğradığını şaşıran Tandoğan, “Beni buraya tanık olarak çağırdınız, sanık yerine koyuyorsunuz.” diyerek hakimlere bağırıp çağırmaya başladı.
Böylesine ağır bir sorumluluğu olan ancak ‘hırsızlığın, yolsuzluğun ve rüşvetin suç olmaktan çıkartıldığını’ bilemeyen savcılar ve polislerin büyük bir linç kampanyasıyla karşı karşıya kaldığı bir zaman diliminden geçiyoruz. Hırsızın değil polisin, rüşvetçinin değil savcının cezalandırıldığı bu zaman diliminde bir algı illüzyonuyla her meselenin üstünün kapatılacağı düşünülüyor.
Oysa bugün tartışmamız gereken şey yolsuzluklar ve rüşvet çarkı olmalı değil miydi? Ortada yolsuzluk ya da rüşvet çarkının dönüp dönmemesi önemli ancak daha da önemlisi, kamu malının nasıl kullanıldığının tam olarak bilinememesi, ihalelerin hangi kıstaslara göre dağıtıldığından kamuoyunun haberdar olmamasıdır. Mesele yasaların, kanunların, hukukun yazmadığı bir şekilde devlet erkinin kullanılıyor olmasıdır.
Eskiden Ergenekon etkisindeki medya hiçbir şey dinlemez, sabahtan akşama kadar aynı cümleleri tekrar edip dururdu. Onları bir şeye ikna etme ihtimaliniz yoktu. Doğruya değil, algıya yönelik yayın yaparlardı. Sanıyorum akıl hocaları aynı olduğu için bugün de hükümet yanlısı medya tamamen aynısını yapıyor. Sürekli aynı nakaratı tekrarlayarak doğruya değil, algıya oynuyor. Bugün algıyı yönetiyor olabilirsiniz, ya yarın…
SAVCILARDAN CİNAYETLERİN ÖRTBAS EDİLMESİNİ İSTİYOR OLABİLİRSİNİZ
Soruyu baştan alalım. Kazım Orbay’ın oğlu cinayet işliyorsa savcılar ne yapsın? Savcılardan Nevzat Tandoğan olmasını ve cinayetlerin örtbas edilmesini istiyor olabilirsiniz. Ama bilesiniz ki, hakikat örtbas edilmeyi hiç sevmiyor ve eninde sonunda ortaya çıkıyor.”
KAYNAK : sonsayfa.com